hello

Merhaba arkadaşlar, kanalıma hoşg... Her seferinde yapmak istiyorum bu şakayı her seferinde. Hiç bıkmayacağım galiba. Neyse. Ne diyorduk? Ekipmanlarım. Fotoğraflarla anlatmaya çalışacağım. Fotoğraf makinesini çekecek bir şeyim olmadığı için çekemiyorum. :( Ona internetten bakın artık. Lenslerimi anlatırken onlarla çektiğim fotoğrafları da koyacağım, özellikle iki lensi karşılaştırmanız için. Ama anlattığım lensi çektiğim lens diğer lens olacak. Umarım bu tekerlemeyi anlamışsınızdır. Canon 650D Fotoğraf Makinesi: En önemli ekipmanım tabi ki. Önceki yazıda da bahsettiğim gibi Canon 650D kullanıyorum. Bana söyleneni size söyleyeceğim; Canon'un kullanımı Nikon'dan daha kolay. Elbette alışkanlık da var ama Nikon kullanan arkadaşlarımdan bile duyuyorum bunu. Bir düşünün derim. Size bu konuda çok teknik bir şey söyleyemeyeceğim çünkü kursa gitmedim. Kendim kurcalaya kurcalaya öğrenmeye çalışıyorum bir şeyleri. Benim hoşuma giden şeyler ise video çekebilmesi, dokunmatik ekranının

Etrafımda bir etkinlik, doğum günü, müsamere gerçekleşmeye görsün; fotoğraf makinem ve ben davetli listesinde ismimizi buluyoruz. Aslında çocukluktan bu yana bir hevesim var fotoğraf çekmeye. Belki mesleğinin ilk yıllarında maaşının büyük bir kısmını video kameraya yatıran, sonraki yıllarda da filmli fotoğraf makinesi ve sonrasında dijital fotoğraf makinesi bulunan bir evde büyümemizi sağlayan babamdan geçmiş bir hevestir bu. Ortaokulda, filmli fotoğraf makinemiz varken, okulumuzla Çanakkale gezisine gidecektik. Otuzlu poz takıp teslim etti babam makineyi bana. Pamukkale'de mola verdiğimizde o otuzlu pozu bitirip tekrar poz almak zorunda kalmıştım. Daha Çanakkale'ye bile varamadan! Herkes kendini çektiriyordu tabi, ben çevreyi çekmeye çalışıyordum. Birkaç selfiem de var o dönemlerden. Sonrasında da akıllı telefonumdan bir şeyler çekmeye başladım. Hele Nokia telefonumdan sonra gelen iPhone 5s'im benim için dönüm noktasıydı. Ama yine de bir şeyler yetmiyordu. Babamla

Çok farklı bir konseptle karşınızdayım bugün. İnternette bir şeye denk geldiğimde o an onu okumaya zamanım yoksa veya üşendiysem bir yere kaydedip hayatıma devam ediyorum. Gelin görün ki bu kaydettiklerim baksaydım bağ olabilecekken bakmadığım için dağ oldu. Şimdi kaydettiklerimi size de gösterme vesilesiyle hepsine bakmaya ve buraya yazmaya karar verdim. Hadi başlayalım. 19 Kasım 2014 tarihinde kaydettiğim video: Game of Thrones Theme (Cover) / TRT Müzik O zamandan beri Game of Thrones bile izlememişken bunu niye kaydettim acaba? Hatırlıyorum niye kaydettiğimi, cevap çok basit: Hoşuma gitmişti. Sonra dinledim zaten birkaç kere. İlk kaydımız boşa yapılmamış demek ki.  3 Haziran 2015 tarihinde kendime gönderdiğim şarkı (sıradaki şarkı benden bana geliyor): Mirkelam - Yollar.   Hâlâ da sevdiğim bir şarkıdır. Adı geçmişken dinleyeyim tekrar. Haha bu en güzeli. 26 Haziran 2015 tarihinde kaydettiğim Jessie Pinkman'in 1 saat boyunca "bitch" dediği video.  Bunu da hâlâ

Nerede kalmıştık? Yolda. Isparta'ya doğru yola çıkmıştık en son. Saatte kaç kilometre hızla gidip kaç saatte vardığımızı inanın hiç bilmiyorum. Bu detaylara bir Google aramasıyla da ulaşabilirsiniz zaten. Isparta'ya varıp bizim için "Isparta" demek olan aile dostumuzda konakladık. Ama bu konaklamanın detaylarıyla da boğmayacağım sizi. Isparta merkezde gittiğimiz bir yerden bahsedeceğim: Isparta Etnografya Halı ve Kilim Müzesi. Turistik gezi yapmadığımızı bir önceki yazıda belirtmiştim sanıyorum. Bu müzeye gitmemiz de ev sahibimizin yoğun ısrarı üzerine oldu. Sizi bilmem ama "Etnografya Müzesi" denince benim aklıma epey büyük ve kapsamlı bir müze geliyor. Ankara'dakine hiç gitmedim ama ismi bile görkemli geliyordu bana. Bu vesileyle "etnografya" kelimesinin anlamını da merak edip aradım, cevap biraz üzdü: budunbetim. NE? Vikipedi'nin (rip) dediğine göre etnografya "kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarını a