Fotoğrafçılık Dosyası I - Nasıl başladım? Fotoğraf Makinem Hakkında Bir Şeyler

Etrafımda bir etkinlik, doğum günü, müsamere gerçekleşmeye görsün; fotoğraf makinem ve ben davetli listesinde ismimizi buluyoruz. Aslında çocukluktan bu yana bir hevesim var fotoğraf çekmeye. Belki mesleğinin ilk yıllarında maaşının büyük bir kısmını video kameraya yatıran, sonraki yıllarda da filmli fotoğraf makinesi ve sonrasında dijital fotoğraf makinesi bulunan bir evde büyümemizi sağlayan babamdan geçmiş bir hevestir bu.

Ortaokulda, filmli fotoğraf makinemiz varken, okulumuzla Çanakkale gezisine gidecektik. Otuzlu poz takıp teslim etti babam makineyi bana. Pamukkale'de mola verdiğimizde o otuzlu pozu bitirip tekrar poz almak zorunda kalmıştım. Daha Çanakkale'ye bile varamadan! Herkes kendini çektiriyordu tabi, ben çevreyi çekmeye çalışıyordum. Birkaç selfiem de var o dönemlerden.

Sonrasında da akıllı telefonumdan bir şeyler çekmeye başladım. Hele Nokia telefonumdan sonra gelen iPhone 5s'im benim için dönüm noktasıydı. Ama yine de bir şeyler yetmiyordu. Babamla her alışveriş merkezi gezimizde teknoloji mağazalarını gezer, kendimize bir fotoğraf makinesi seçer, indirime girmesini beklerdik. O indirime girince bir üst modele bakıp onun indirimini beklerdik. Bu sonsuz döngüden çıkamayacağımızı düşünürken ben üniversitede hazırlık senemdeydim ve en büyük hedefim hazırlığı erken geçmekti. Babam da bu hedefe pekiştirici olarak hazırlık sınavını erken (1 senede yani 3 dönemde değil, 2 dönemde) geçersem fotoğraf makinesi alacağını söyledi. Hazırlığı zaten çok zorlanmadan geçtim (😎), fotoğraf makinesi de işin güzel tarafı oldu.

Ankara'dan Antalya'ya gider gitmez (hatta belki daha gitmeden) fotoğraf makinesi araştırmaya başladım. O zamanlar başka bir blog sitesinde blog tutarken takip ettiğim, fotoğrafla ilgili bir arkadaşa danışıp şimdiki fotoğraf makinemi almaya karar verdim: Canon 650D.

Neden Canon 650D?

Çünkü neden olmasın. Sıradaki soruya geç... Şaka yapıyorum. Çünkü profesyonel makineler içinde başlangıç seviyesine en uygun olan makinelerden biriymiş bu. Hem video çekme özelliği var, dokunmatik ve dönebilen bir ekranı var. Daha ne isteyeyim? O zaman fotoğraf makinelerine dair hiçbir şey bilmiyorum zaten (Şu an da pek farklı sayılmaz ama...), danıştığım arkadaşımın önerdiği birkaç seçenekten Canon 650D'yi beğendik ve siparişimizi verdik.

Alışverişlerini internetten yapmazsa ölecek hastalığına tutulmuş biri olarak tabi ki fotoğraf makinemi de internetten söyledim. Fotografium başta fotoğraf makinem olmak üzere yazının devamında ya da bir sonraki yazıda bahsedeceğim bütün fotoğraf ekipmanlarını satın aldığım yer. Bilen bilir, Eminönü'nde fotoğraf makinesi ve ekipmanlarının cenneti Hayyam Pasajı var, bu site de Hayyam Pasajı merkezli diye biliyorum. (Şimdi bir emin olamadım. Aslında bu bilgiden çok emindim ama siteye bakınca buna dair bir şey bulamadım. Siz yine de bana güvenmeyin bu konuda.)

Makineyle beraber neler geldi?

  • 18-55mm'lik bir lens. 1,5 sene kadar bu lensle çektim fotoğraflarımı. Zaten o 1,5 senede anca biraz öğrenebildim makineyi. Şimdi dahi yarısını bile öğrenmiş hissetmiyorum.
  • Lexar'ın 8 gb'lık hafıza kartı. Çok fazla video çekmediğim için fotoğraflarıma yetiyor bu hafıza kartı. O yüzden yenisini almayı düşünmedim. 
  • Canon'un fotoğraf makinesi çantası. Güzel kullanışlı bir şey. Arabayla yolculuk edeceksem ya da sırt çantamda yer kalmamışsa kullanıyorum bu çantayı. Onun dışında odada fotoğraf makinesi çantada duruyor hep. Dışarı çıkacakken genelde kumaş bir torba kullanıyorum. Fotoğraf makinesini onun içine koyuyorum, onu da çantama atıyorum. Daha az yer kaplıyor, iyi oluyor.
  • Fotoğraf makinesi için boyun askısı. Çok rahat değil ama iş görüyor. Yenisini almayı düşünmedim.

Bu yazı şimdilik burada son buluyor. Ekipmanlarımı da buraya yazsam çok uzayacak. Onu bir sonraki yazıya bırakayım. Şimdilik görüşmek üzere. 🙋

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim