2020'yi Paketledim

 Hello,

2020'yi paketlemek için geç kalmış sayılmam sanırım ama biraz daha beklesem bensiz paketlenecekti neredeyse. Yeni yıl gecesi benim için çok bir şey ifade etmiyor açıkçası ama bu zamana kadar ilk kez yalnız geçiriyorum sanırım bu geceyi. İnanır mısınız, yan ve üst dairede günlük kiralık bile yok! Kitaptan yılbaşı ağacım ve ben sessiz sessiz partiliyoruz.

Bunu da "O kadar da ölmemek" için kurdum

Neyse, ben 2. geleneksel "yıl paketlemesi"ni yapmaya geldim. Ay ay neler olmuş bakıp analiz edicem ama 9 aylık bir kısmı es geçebilirim emin değilim.

Öncelikle ocaktan başlayalım (oo büyük sürpriz oldu bu). 3 Ocak'ta Cerenle birlikte Büyük Ev Ablukada konserine gitmiştik ve bu gittiğim son konser olmuştu. İnanılmaz eğlenmiştim iyi ki gitmişim, iyi ki en önden izlemişim. Ahir ömrüne kırktan fazla konser sığdırmış biri olarak pandeminin beni en çok zorlayan yönlerinden biri de konsersizlik oldu.





Ocak ayının en öne çıkan zamanı da genelde doğum günlerim oluyor ama o eski kalabalık doğum günleri de geride kaldı gibi. Doğum günleri en sevdiğim zamanlardır ve sadece kendiminkini değil herkesin doğum gününü çok severim ama biz büyüdükçe o günlere verilen önem azalıyor ve sıkıcı sıkıcı geçiriyoruz. Yaşlandığımız yetmiyormuş gibi...


Yeşil pasaportumu kaybetmeye çok yaklaştığım 2020 yılında, kendime koyduğum en önemli hedef yeşil pasaportla en azından son bir kez seyahat etmekti, mart ayında ülkede ve dünyada pandemi krizi başladı... Harika... Yeşil pasaportsuzum artık... En sevdiğim renk pasaport yeşiliydi...

2020'nin son etkinliklerinden biri de ocak ayının son günlerinde Ceren ve Gizemle gittiğimiz sulu boya atölyesiydi. Herkes amatör olur rezil olmayız diye düşünüp gittiğimiz etkinlikte herkes Van Gogh çıkınca resimleri tamamlayıp sessiz sessiz atölyeyi terk etmiştik. Sonra da "Aslında bu sene resim kursuna mı gitsek" diye düşünüp bu fikre çok ısınmıştık ama bilin bakalım ne oldu? Evet dünyanın öbür ucunda birinin canı yarasa çorbası çekti maalesef.



Şubat ayında Cerenle birlikte sohbet ederken bir gülme krizimiz esnasında podcast çekmeye karar verdik ve bunu hayata geçirdik. Aynı o karar anımızdaki gibi gülme krizleriyle dolu bir podcastimiz oldu. Çok uzun soluklu olmasa da birkaç bölüm çekebildik ve benim için güzel bir hatıra olarak kaldı.


Ülkemizde ilk vaka görülmeden hemen önce son seyahatimizi Konya'ya yaptık. Gezmeyi gerçekten çok seviyorum ve gezerken sadece ortamlarda havalı duracak yerleri seçmeyecek yol arkadaşları seçmeyi de seviyorum. Bol bol yemek yediğimiz bu seyahati de iyi ki yapmışız diyorum. Yeşil pasaportu kullanamadım ama yeşil minareyi gördüm...


Sonrası malumunuz. Okullar 3 hafta tatil olacak sanıp bir tanığın arabasıyla Antalya'ya döndüm. Başkalarının arabasına yük olmamak için nasıl olsa 3 hafta kalacağım diyerek küçük bir torbayla gidip 6 ay aile evimde kaldım. 18 yaşından beri ilk kez bu kadar uzun süre beraber kaldık. Bu da ilginç ve yer yer yorucu bir deneyimdi. Çünkü onlar 18 yaşındaki Şuleyle yaşamayı bekliyorlardı ama benim kendi düzenim oluşmuştu. Ama şimdi dönüp bakınca, 1 sene boyunca yıllık izni olmayan bir çalışan olarak o 6 aylık süreçte ailemle doya doya vakit geçirmiş olmak da çok değerli geliyor.

Yapboz, resim, dalgano kahvesi, ramazan pidesi, tavuk dünyası menüsü dolu bir 6 ay oldu.

Yaylada tek başıma çıktığım yürüyüşler harikaydı, keşke yine olsa...



Bir ara Yasin sağ olsun arabayla Karaman'a gidip Seherle yıllık buluşmalarımızın bu yılkini bu kez Karaman'da gerçekleştirmiş olduk.

40 yıllık hatır

Ay bu arada bir gün mezun olduğum üniversiteden gelen ilanla TRT'nin Yetenek programına "öylesine" katıldım ve aylarca mülakatlardan mülakatlara sürüklendim.

Bunun dışında kendimle aramdaki ilişkiyi derinden etkileyen bir deneyimim daha oldu ama bunu çok az kişiyle paylaştım sadece. Çoğunlukla paylaşmaktan çekinmiyorum ama bazı insanların da karşısındaki insanın duygularını düşünmeden langur lungur konuştuğu da bir gerçek olduğundan burada bundan bahsetmeyeceğim. Kendime not olsun diye yazdım bunu buraya.

Aylar sonra Ankara'ya, evime dönünce buraların biraz tekinsiz bir hâl aldığını fark ettim maalesef. Binadaki günlük kiralıklardan gelen eğlence sesleri yerini çok daha tatsız şeylere bıraktı. Bu konu inanılmaz canımı sıkıyor. En kısa zamanda buradan kurtulup yeni evimizde huzurla oturacağımız gün için dualarınızı bekliyorum.

Pandemiye rağmen birçok arkadaşımı evimde misafir ettim (çoğunlukla mesafeliydik merak etmeyin) ve bundan keyif aldım. Bundan sonra hep evlerde buluşalım. Şaka yaptım gerek yok ama bu da iyiymiş yani ben sevdim. Çıkın çıkın gelin.

Bu sırada defaatle koronayla burun buruna geldim ama neyse ki hiç yüzleşmedim (maşallah).

Sona yaklaşırken aylar süren işe alım süreci sonucunda TRT'den iş teklifim geldi. Bu konu beni çok rahatlattı çünkü kariyerim hakkında derin endişeler içerisindeydim ve bu da belki şimdilik de olsa bir çıkış yoluydu. Medyaya hep ilgiliydim ama habere hiç ilgili değildim. TRT Haber'de işe başladım, bu da bir imtihandır diye bakıp ülkenin tüm haberlerine ilk elden maruz kalmaya başladım... Neyse kültürleniyoruz diyelim... İnşallah kafayı yemem. Ofis ortamımdan gayet mutluyum ama çok yorucu yahu. Neyse ben asıl şeyi diyeceğim, birçok kez maruz kaldığımız imaların aksine benim alnım açık yüzüm ak, asla torpil olmadan girdim bu işe. Zaten olması gereken bir şeyle gururlanıyor değilim, sadece farklı platformlarda insanların bu konuda herkesi zan altında bırakması beni sinirlendirdi. Dediğim gibi benim alnım açık... Ayrıca ekonomik bağımsızlığımı kazanmış olmaktan da inanılmaz mutluyum. Darısı isteyen herkesin ama öncelikle kız kardeşlerimin başına.

Son olarak da 28 Aralık pazartesi günü ilk kez bir akademik dergide makalem yayımlandı. İlgilenenler şuradan ulaşabilir. Lisansta terler akıtarak hazırladığım bu çalışmanın bir yerlerde kalıcı hale gelmesiyle gurur duydum tabi, ne yalan söyleyeyim. 

Sonuç olarak, yılın bitmesine 2 dakika kala söyleyebilirim ki, berbat yönleri olduğu gibi iyi yönleri de vardı bu yılın benim için. 2020'ye bu kadar yüklenilmesini bir yandan da anlamıyorum. Hayat bu dostlar, pandemi yokken her gününüz harika mıydı yani? Hayır tamam karantina değil koza falan demeyeceğim ama hayat da güzel anlardan ibaret değil yani, 2021 de aynısı olabilir... Hayatınızı anlamlandıran şeyi bulmaya, andan keyif almaya çalışırsanız daha kolay olabilir ama daha zor da olabilir. Psikologluk taslamayacağım tamam ne haliniz varsa görün. 

Derken hoşgeldin 2021.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim