1 Yönetmen 3 Film - Fatih Akın

Merhaba sevgili gönül dostları,

Her blog yazıma mektupmuş gibi başlayacağım evet. Şu yazıda size başlıktaki "yeni başlayan"ın ben olduğunu belirtmiştim. Bu blogtaki bütün yeni başlayanlar için yazılarının yeni başlayanı benim, bu konuda bir anlaşalım. Film kültürüm o kadar zayıf ki ne kadar zayıf olduğunu anlamak için birkaç kült filmi izleyip izlemediğimi sorsanız, benden gelecek cevaplar karşısında şaşkınlığınızı gizleyemeyebilirsiniz. Neden böyle oldu bilmiyorum, bir şekilde film izleyeceğim zaman "Aman bu çok uzunmuş onun yerine dizi izleyeyim" deyip 15 bölüm art arda dizi izlerken buluyorum kendimi. Buna bir dur demenin zamanı gelmişti daha önce de. O zaman bir film defteri tutmaya başlamıştım. Fena da gitmiyordum ki yine bir "dizi izlerim daha iyi" düşüncesinden sonra defterin nerede olduğunu bile unuttum. Nihayet dün aile evimdeki Turkcell Tv'yi ne var ne yok diye karıştırırken Yaşamın Kıyısında filmine denk geldim ve bir karar verdim. Her yönetmenin en az 3 filmini izleyerek hem yönetmenler hem de filmler hakkında film bilgimi genişletebilecektim. 3 filmi olmayan yönetmen varsa, mesela 1 ya da 2 filmi varsa henüz, bekleyeceğiz artık napalım biraz daha film çeksin diye.

Neyse, ne diyordum, böylece dün (5 Temmuz 2020) ilk filmi ve yönetmeni seçmiş oldum. (Bu arada bu yazıda 3 filmden bahsetmeyi planladığım için filmleri unutmamak adına izledikçe not alacağım. Yani bir günde yazıp bitireceğim bir yazı olmayacak, ona göre okuyabilirsiniz. Ne değişecek bilmiyorum ama söylemek istedim.)

Önce Fatih Akın'ı kısaca tanıyalım. Kendisi 25 Ağustos 1973 yılında Hamburg'ta doğmuş Türk asıllı Alman yönetmen. Hamburg Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Görsel İletişim Bölümünden 2000 yılında mezun olmuş. Pek çok kısa ve uzun metraj filmi bulunan Altın Ayı ödüllü bir yönetmen abimiz. Zibilyon tane filmini ve ödüllerini görmek için Vikipedi'ye yönlendireyim sizi.

  • Yaşamın Kıyısında (2007)

Süre: 122 Dakika
Oyuncular: Baki Davrak, Nurgül Yeşilçay, Tuncel Kurtiz, Nursel Köse
Ödüller: Cannes (2007): En İyi Senaryo
Bu filmin çok ödülü varmış yazmaya üşendim, şuradan bakabilirsiniz.

Fatih Akın'ın yazıp yönettiği bu 122 dakikalık film, 6 ana karakterin birbiriyle kesişen hikayelerinden oluşuyor. Türk-Alman ortak yapımı olmasından da mütevellit filmin bir kısmı Bremen'de, bir kısmı da İstanbul'da geçiyor. Öncelikle burada durup biraz Turkcell Tv'ye laflar edeceğim çünkü film yorumlamayı hiç bilmem ve bundan kaçmak için elimden geleni yaparım. Turkcell Tv, RTÜK'e bağlı olmasından dolayı uçan kuşa sansür koymuş bu yüzden konuşmaları anlamak bazı noktalarda zor olabiliyor. Hatta bir noktada elime telefonumu alıp internette bir siteden filmi bulup ilgili dakikaya gelerek söylenen cümleyi anlamaya çalıştım. Bu da, Turkcell Tv'ye tövbe etmemin hikayesidir. Neyse, filmin konusu hakkında çok fazla detay vermeyeceğim. Bu blog spoiler'sız hava sahasını desteklemektedir. Yazının başında da bahsettiğim gibi filmler çok uzun geldiği için genelde dizi izlemeyi tercih eden biriyim ama bu film uzun olmasına rağmen dikkatimi görece toplayarak rahat bir şekilde izleyebildim. Filmlerde de, kitaplarda da, dizilerde de, hayatta da insanların hayatlarına misafir olmak ilgimi çeker ama bunun benim için ince bir çizgisi var. Bir insanın hikayesine girip kaybolmayı da sevmiyorum, karakteri tam olarak anlayamadan geçip gitmesini de. Bu film, 6 farklı kişinin hikayesine yer verdiğinden, benim sıkılmayacağım düzeyde yer vermiş karakterlere. İzlediğim en iyi filmlerden diyemeyeceğim, ama hikaye aklımda yer etti ve üzerine düşünmek isteyeceğim bir film oldu. Son sahne de estetik bir zevk verdi bana.

ŞMDB: 8/10

  • Duvara Karşı (2004)

Süre: 121 Dakika
Oyuncular: Birol Ünel, Sibel Kekilli, Güven Kıraç, Meltem Cumbul
Ödüller: Deutscher Filmpreis (2004): En iyi Kadın Oyuncu Sibel Kekilli
The Quadriga Prize (2004)
Oslo Film Festivali Gümüş Ayna Ödülü (2004): En İyi Film
Avrupa Film Akademisi (2004):  En İyi Film Ödülü
Avrupa Film Akademisi Halk Ödülleri (2004): En İyi Yönetmen
54. Berlin Film Festivali - Altın Ayı (2004): En İyi Film
Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği (FIPRESCI) Ödülü (2004)
Goya Ödülleri (2005): En İyi Avrupa Filmi

Dün (6 Temmuz 2020) bir Fatih Akın klasiği olan Duvara Karşı filmini izledim. Bu filmde eşinin ölümünün ardından kendini toparlayamayıp intihara kalkışan Cahit ile ailesinin baskılarından dolayı intihara kalkışan Sibel'in kesişen yollarını izliyoruz.
Film hakkında kafamdan bir sürü şey geçiyor ama kelimelere dökemiyorum. Böyle uçuyor gidiyor fikirler hızlı hızlı. Fatih Akın filmlerinde (daha 2 filmini izlemişimdir) beni bu karmaşık duygulara sürükleyen şey sanırım karakterlerinden bir yandan tanıdık bi taraflarının olması (Türk ailesi, Türkçe konuşmaları vb.) diğer yandan da yaşadıkları Almanya'daki kültürü benimsemeleri. Yani bir yandan çok yakından bildiğim bir durum ama diğer yandan da inanılmaz yabancıyım konuya. Sanırım bu yüzden izlerken sıkılmayıp merakımı canlı tutabiliyorum. Bu filmde de Sibel karakterinin kimilerine dünyanın en önemli şeyiymiş gibi gelen ahlaki normlara karşı gelmesi ve bunu, bu normları değersizleştirerek çabasızca yapması çok değişikti mesela. Ya ben bu film işlerinde yeniyim biliyorsunuz, çok takılmayın anlatmak istediklerime... Sonuç olarak bu filmle beraber "Fatih Akın sineması"nı kavramaya bir adım daha yaklaştığımı düşünüyorum. İlginç de bir bilgi vereyim, Sibel'in abisi rolünü Fatih Akın'ın kardeşi Cem Akın oynuyormuş.

ŞMDB: 8/10

  • Im Juli / Temmuz'da (2000)

Süre: 99 Dakika
Oyuncular: Moritz Bleibtreu, Christiane Paul, İdil Üner, Mehmet Kurtuluş
Ödüller: German Film Awards (2001) : Moritz Bleibtreu (En İyi Oyuncu)
Tromsø International Film Festival (2001) (People's choice award): Fatih Akın (En İyi Yönetmen)

Eveet 9 Temmuz 2020'de izlediğim Temmuz'da filmiyle (aa bu filmi temmuz ayında izlediğimi şimdi fark ediyorum) bu yazının sonuna geliyoruz. İlk iki filmi seçmek kolaydı ama Fatih Akın farklı tarzlar deneyen bir yönetmen olduğu için seçeceğim üçüncü film biraz kritik olacaktı. O yüzden tanıdığım Fatih Akın uzmanı Özge'ye danıştım. Onun önerileri içinden bu filmi seçtim. Teşekkürler Özge💖. 
Filmde yeni yeni öğretmen olmaya çalışan gencin, tanıştığı bir kızın ona hayatının aşkını çok yakında bulacağını söylemesi üzerine o günün akşamında tanıştığı bir Türk kızının peşinden Türkiye'ye gitme yolculuğunu anlatıyor.
Yani bu film bi yol filmi ve romantik komedi (Vov Şule nasıl anladın bunu). Ama daha önce izlediğim romantik komedilere çok benzemiyor çünkü filmde yine Türkiye ve Almanya öğelerine rastlıyoruz ve bu da filmi sadece romantik bir film olmaktan çıkarıp kültürler arası farklılığı çok yoğun olmasa da arka planda bize gösteren bir film haline getiriyor. Tabi bu film diğerlerinden daha eski olduğu için hikaye bakımından daha zayıf olması benim için çok şaşırtıcı olmadı. İlginç bir şekilde, Fatih Akın'ın filmlerinde tesadüfi öğelere fazlaca yer verdiğini görmüş oldum. Aslında senaryodaki tesadüfler izleyici tarafından çok hoş karşılanmıyor çoğu zaman. İzleyicinin aklıyla dalga geçiyormuş hissi veriyor sanırım. Mesela Akasya Durağı'nda taksiye binen yolcunun para dolu bir çantayı takside unutması hepimize "Hadi be ordan" dedirtmiştir değil mi? Hayır mı? Demek ki bir tek ben izlemişim Akasya Durağı'nı. Hıı öyledir kesin. Neyse... Fatih Akın filmlerinde ise filmin, tesadüfler dışında da izlemeye değer pek çok noktası olduğu için (yönetmenin bakış açısı, oyunculuklar, kültürel öğeler vb) sanırım bu tesadüfler o kadar da can sıkıcı olmuyor. Yine de diğer filmlerini çok daha fazla beğendiğimi söyleyebilirim. Bu filmde en çok hoşuma giden şey ise Fatih Akın'ın da oyuncu olarak küçük bir rolde de olsa yer aldığını görmekti. İyi bir oyuncuymuş onu da görmüş oldum. Türkiye sınır kapısında görevli olarak gördüğümüz oyuncu ise Fatih Akın'ın kardeşi Cem Akın'mış bu arada. Bir de filmin Romanya sahneleri fotoğraflardan oluşuyordu, bunun nedeni Romanya hükümetinin orada çekim yapılmasına müsaade etmemesiymiş.

ŞMDB: 6/10

Bu 1 yönetmen 3 film projemin (?) ilk yazısını alnımın akıyla (?) bitirmiş bulunmaktayım. Bu fikri şimdi daha çok sevmeye başladım çünkü art arda aynı yönetmenin filmlerini izlemek yönetmenle ilgili bilgilerinizi genişletmek ve tarzını anlamak için güzel bir yöntemmiş. Tavsiye ederim.

Bir sonraki yönetmende görüşünceye dek esen kalın.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim