Guilty Hissettiğim Bir Pleasure Yok

Guilty pleasure dediğimiz şey toplumun genelinde hoş görülmeyen bir şeyden hoşlanma durumu. Böyle diyince illegal bir şeylerden bahsediyormuşum gibi oldu ama aslında insanlar Türkçe rap dinlemeyi guilty pleasure olarak görebiliyorlar. Yani tanım aslında toplumda düşük düzeyde (o ne demekse) görülen bir şeyden gizli gizli hoşlanmak olarak düzenlenebilir.

Geçen bu konu üzerine düşünürken kendi kendime sinirlendim çünkü neden olmasındı? Benim suçlu hissettiğim bi zevkim yok arkadaşlar, benim beni ara sıra dinlediğim/izlediğim şeyler nedeniyle beni hor görecek sığ insanların yanında paylaşıp insanların saçma sapan yorumlarını dinlemek istemediğim bazı keyiflerim var. Çok karışık ve çok agresif bi cümle oldu farkındayım, gelin bunu biraz daha açalım.

Hazırlığa yeni başladığım zamanlarda (bundan yaklaşık 5 sene önce (oha ne çabuk geçmiş zaman)), bir kere yeni tanıştığım insanların yanında Sagopa Kajmer dinlediğimden bahsetmiştim. O zaman çok fazla vakit geçirdiğim sıra arkadaşım şey demişti: "Sana inanamıyorum, ilk ders Arctic Monkeys'in bir şarkısından bahsettiğinde müzik zevkine güvenebileceğimi düşünmüştüm.". O an şeyi fark ettim:
Tabi ki o arkadaşım mübalağa ediyordu, yani öyle umuyorum. Ama onun dışında da Sagopa Kajmer dinlediğimi görüp burun kıvıran bir sürü tanıdığım olmadı mı? Kesinlikle oldu. Peki ben Sagopa Kajmer dinlediğim için insanlarında kulaklarına zorla kulaklık takıp onları da dinlemeye zorluyor muyum? Tabi ki hayır. Peki insanlar neden bu konuda fikir belirtme gereği duyuyorlar? Vallahi bilmiyorum. Bazen yakın arkadaşlarımın izlediği bir şeyi, onlara takılmak adına hor görebiliyorum ama onlar da biliyor ki ben de öyle şeyler izleyip dinleyen biriyim, yani pek sorun olmuyor. Ama pek samimi olmadığım biri "İnanmıyorum Sagopa mı dinliyorsuuun" diyince beynimde bir şeyler atıyor gibi hissediyorum.

Konu Sagopa da değil bu arada. Arabesk müzik dinlediğim de oluyor, klasik müzik de, elektronik müzik de... Ben rafine zevkleri olduğunu iddia eden bir insan değilim ve Ezhel'in yaptığı müziğin nesillerce hatırlanacak, üst düzey bir müzik olduğunu düşünmüyorum. Sadece dinlerken eğleniyorum, hepsi bu. Ya da ne bileyim bazen İbrahim Tatlıses'in bir şarkısı dilime takılıyor ve o an gerçekten keyifle dinliyorum ama İbrahim Tatlıses hayranı olduğum anlamına gelmiyor bu.

İnsanların neden böyle bazı şeyleri hor görme gereği duyduğunu düşündüğümde aklıma birkaç ihtimal geliyor. Bunlardan biri, mesela o şarkıcının özel hayatında başkalarına zarar veren, mesela kadın düşmanı biri olması. Bunu kesinlikle tasvip etmiyorum ve İbrahim Tatlıses'e Spotify'da birkaç şarkısını dinlemek dışında katkıda bulunacak bir şey yapmadığımdan da eminim. Burada bana garip gelen şey şu, mesela ben Beatles dinliyor olsam ona da "İnanmıyorum Beatles mı? O kadın düşmanı grubu mu dinliyorsun cidden" diyecek kaç kişi var? Ne dediğimi anlamadınız mı? Şu şarkıya bakmanızı öneririm: "Well, I'd rather see you dead, little girl / Than to be with another man". "Git ara bul getir, saçlarını yol getir"den pek bir farkı yok gibi duruyor ne dersiniz? 

Altını çizmek istiyorum, ben burada hiçbir şeyi aklamaya çalışmıyorum. Sadece, insanların bazen kendilerini daha iyi hissetmek için iki yüzlü davrandıklarını göstermeye çalışıyorum. Ben de yapıyorumdur tabi bunu, sonuçta hepimizin böyle acizlikleri var. 

İzlediği dizileri, dinlediği şarkıcıları bio'suna yazan birileri oluyordu. Hala varlar mı bilmiyorum ama ben hiç yazmadım öyle bir şey. Yani kendimi özdeşleştirdiğim bir dizi, şarkıcı, şarkı, ne bileyim kitap falan yok. Hiçbir şarkıcıyı da ömrümün sonuna dek seveceğimi düşünmüyorum. Dinlediğim şeylerin beni ben yaptığına da inanmıyorum.

Başa dönecek olursak, benim guilty hissettiğim bir pleasurım yok arkadaşlar. Benim Spotify'da Kafa Radyosu adında bir çalma listem var, gün içinde kafamda çalan şarkıları eklediğim.


İnanır mısınız içinde Asuman Krause'den Queen'e, Demet Akalın'dan Kings of Leon'a çok geniş spektrumda şarkıcılardan şarkılar var. Ve itiraf edin, hepimizin kafasında böyle şeyler çalıyor. Sürekli Johann Sebastian Bach dinliyormuşuz gibi davranmamıza hiç gerek yok...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim