Ankara'yı Yiyoruz II

İlkini şurada bulabileceğiniz yazı dizisinin ikincisi için buradayım. Ankara'daki ikinci sezonuma başlar başlamaz PacMan gibi yiye yiye Ankara'yı bitirme planlarıma geri döndüm. Bu yazı kapsamında 1 adet tantunici, 1 adet çikolatacı, 1 adet de hamburgerci inceleyeceğiz. Hadi başlayalım.

Başlığa tıklayarak internet sitesine erişebileceğiniz bu tantuniciyi, Mersinli arkadaşım Ceren'in, Mersinli arkadaşı Türkan'ın yaptığı paylaşımdan görüp hemen Mersinli arkadaşım Ceren'i biz ne zaman gidiyoruz diye darlayarak... Off cümle o kadar kontrolümden çıktı ki düzenleyemiyorum. Öyle işte gittik gördük tantuniciyi. Türkan'a burdan teşekkürlerimizi iletip incelemeye koyuluyoruz. Ceren benim tantuni mentorüm olduğu için o ne isterse ondan yemeye karar verdim, bunun sonucunda lavaş biftek denen bir tür tantuni söyledik, yanına da ayran. Ayran küçük geliyor bu arada şimdiden söyleyeyim, tatlar kaçmasın. Meze olarak biraz ot (weed? no) geliyor. Salata falan yani, severiz.
Şulecim fotoğraf çekmeyi unuttun galiba bu nasıl bi açı? (Yemek görünce gözüm dönüyor sorry:()

Tantuninin boyutu kesinlikle göz doyurmuyor. Ben aç gitmediğim için karnımı doyurdu ama aç gitsem net ikinciyi yemek isterdim. Etin lezzeti çok iyiydi ama tuzu biraz azdı, onu tabi kendimiz ayarlayabiliyoruz. Lavaş hazır gibiydi, çok lezzetli olduğu söylenemez. Ama ikram çay vardı, o kalbimi çaldı.



Mersin'de yediğim tantuniden beri bu konuda çok seçici oldum kusura bakmayın. Fiyat performans olarak 6/10 veriyorum çünkü şuncacık şeye 18 Tl ödedik. Canım çok tantuni istese gider miyim? Evet. Biraz daha para koyup Mersin'e gitmek de mantıklı geliyor mu? Kesinlikle evet. 

Tantunicide gözümüz doymadığı için yolda alternatif mekanlar düşünmeye başladık ve çikolatanın ç'sini telaffuz etmeye kalmadan Ceren'i tavladım. Ceren'in önerisi doğrultusunda daha önce gitmediğimiz bir çikolatacıya gitmeye karar verdik. 




Bilen bilir, çikolata midem her zaman ayrıdır ve çikolata yerken kesinlikle sınır tanımam. Çevremdekiler tatlıdan fenalık geçirirken ben onların tatlılarını yemeye gönüllü olabilirim. Öyle bir açlık... Burada da çeşit çeşit tatlı var, insanın kafası karışıyor. Başlıktaki bağlantıya tıklayıp görebilirsiniz tatlıları. Biz divaneyi tercih ettik. Üstünde çilek, muz; onun altında magnolia kreması, altında çikolata, içinde browni ve fransız bisküvisi bulunuyordu. 

Off yazarken bile ağzım sulandı. Bu arada şeyi söylemiş miydim, bu yazıyı yazarken bardak çorba içtiğimi? :( Neyse devam edelim. (Yazıyı tamamlayamadan gidip çekmecemdeki çikolatayı aldım. 😶)Bu çikolata şölenini yerken mest olduk gerçekten. Her lokmamızda başka bir övgü cümlesi sarf edebilecek kadar beğendik. Her şeyiyle. Yanılmıyorsam 19 Tl idi bir porsiyon. Değdi.


Burayı da Emek Mahallesi eski muhtarı Cihan önerdi. Kendisine teşekkür ediyoruz. Aşti metrosundan inip çok az yürüyerek erişebiliyorsunuz mekana. Öncelikle çalışanlar gerçekten çok ilgili ve iyi insanlar. Öyle ki eleştiri yapmak istemiyorum kırılmasınlar diye... Neyse görmezler umarım... Biz buraya da tok gittik. Gitmeden önce şeker düşmeli bir açlık yaşanmıştı çünkü, yolda bayılmayalım diye bir şeyler atıştırmak zorunda kaldık. Dediğim gibi aç olmadığımız için büyük boyu değil küçük boyu tercih ettik. 100 gr'dı sanırım küçük boy olan köfte. Hiç de küçük boy gibi durmuyor fotoğrafta göreceksiniz...


Baya göz doyuran cinstendi yani. Patatesler Burger King patatesi gibiydi ama severim böyle patatesi, benim için sorun yok. Belki böyle kajun tarzı bir baharat eklenebilirdi, sadece bir fikir. Yoğurtlu sosları da çok severim o da çok iyiydi. Aa bu arada hangi menüyü aldığımı söylemeyi unuttum. Oburiks yedim ben. Gazlı içecek sınırsızdı maden suyu aldım. Oburiks'in içinde közlenmiş patlıcan ve kaşar olduğu için tav olup seçtim bu menüyü. Şimdi şöyle, fiyata göre hamburgerin boyu gayet iyi bence, eğri oturup doğru konuşalım ekonomi dolayısıyla bütün restoranlar tester boy yiyecekler servis etmeye başlamışken bu hamburger bizi çok memnun etti boyutuyla. Lezzete gelecek olursak köfte çok lezzetliydi diyemeyeceğim. Hani böyle hamburger köftelerine "homemade" sıfatı eklendiğinde biraz yağlı, sulu güzel olur ya. Bunda o yoktu. Belki pişirmeden önce soslanmıyordur ya da pişirme şekli farklıdır bilemeyeceğim. Yani lezzete 10 diyemeyeceğim maalesef. 

Çay ikramı buranın da vardı, bu benim kalbimi çalan bir şey daha önce de söylemiştim. Ek olarak menünün yanında gelen ıslak mendil, kasadaki Rebul Ice kolonya da beni cezbetti. İlgi alakayı bir kez daha söylemem gerek, gerçekten çok sıcak kanlı insanlar. Eğer burayı okuyorsanız küçük eleştirilerim sizi üzmesin. Benim de işim bu... 

Şimdilik benden bu kadar. Blinky (faturalar), Pinky (fazla kilolar), Inky (insülin direnci) ve Clyde (yoğun ders programım) beni kovalarken ben Pacman misali şehri yemeye devam edeceğim, izlemede kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim