Bir Dizi, Bir Kitap, Bir Uygulama ve Bir Kahve (Ve Aşırı Başarısız Bir Başlık Koyma Denemesi)

Merhabalar,

Gerçek bi blogger gibi yağmurdan sonra hafiflemiş bu havada yeşil çayımı kaptım ve size bir yazı hazırlayayım dedim. Ciddiyim. Size layık bir blogger olmak için elimden geleni yapıyorum emin olun. Şimdi yazıyı yazmaya başlayınca keşke anlatacağım şeylerin fotoğraflarını çekseymişim internetten bulmak yerine dedim ama akşam ışığında zor olacağı için vazgeçmek durumunda kaldım. Bir dahaki sefere artık...

Tam olarak gerçek bi blogger da olmadığım için bu yazıda farklı kategorilerden bahsedeceğim. Bence içinden biri dikkatinizi çekecektir.

Yazıda asıl amacım sizinle konuşmuyorken neler denediğimi paylaşmak. Bu doğrultuda bir dizi, bir kitap, bir uygulama ve bir kahve paylaşacağım. Başlayalım.

• Dizi: Manifest

Dizi ile ilgili bulabildiğim en düzgün görsel buydu ve bu da biraz acılı Türk dizisi afişi gibi, haklısınız. Hayır soldan ikinci çocuk Küçük Osman değil sakin olun. Dizinin konusunu duyunca ilgimi çekmişti ki bilen bilir bilim kurgu bir bardak çayım değildir (yine İngilizce deyim esprisi). Dizinin konusunu bir yerlerden kopyalayıp geliyorum bekleyin:

"Gizemli bir şekilde ortadan kaybolan bir uçak, yıllar sonra hiçbir şey olmamış gibi geri döner. Uçağın içindeki yolcular, kaldıkları yerden devam etmek için sevdiklerinin kapılarını çalar ancak geride kalan yakınları için aslında yıllar geçmiştir." sezonlukdizi.org

Dediğim gibi konu ilginç geldi, izleyince de sardı epey. Şimdilik sadece 5 bölümünü izleyebildim çünkü o kadarı yayımlandı ama kendi isteğimle bilim kurgu izlediğim için bu dizi güzelmiş gibi geliyor. Dizide doğa üstü şeyler oluyor uçağın yıllar sonra inmesinin de dışında. Ben genelde bu doğaüstü kısımlarda dizilerden kopuyorum ama aynı zamanda hayatımdan 5 yıllığına kopup geri gelsem neler değişirdi gibi bir soru yerleştirdi kafama ve bunu dizi olarak izlemek de keyif veriyor. Bir şans verin derim.

• Kitap: Peruk Gibi Hüzünlü

Geçenlerde kitap fuarında gezerken kitabın ismi dikkatimi çekti. Mabel Matiz'in aynı isimli bir şarkısı var. Üstteki peruk gibi hüzünlü başlığına tıklarsanız dinleyebilirsiniz. Şarkı Mabel Matiz'in en sevdiğim şarkısı değil ama kitabı görene dek şarkının isminin bir kitaptan geldiğini bilmiyordum. Kitabı okuyana dek de şarkıdaki sözlerin kitaptan geldiğini bilmiyordum. Benim için güzel tesadüfler zincirine sebep olan bu kitap aslında bir çok öyküden oluşan bir öykü kitabı ve Sait Faik Hikâye Armağanı'na değer görülmüş. 

115 sayfadan oluşuyor ama okuyanın aklından silinmeyecek bir kitap bana göre. Yani benim için öyleydi. Öyle inanılmaz olağanüstü şeyler beklemeyin ama her gün yanından geçtiğimiz, belki haberde gördüğümüz hayatların böyle çabasız görünen bir dille anlatılması; kitaptaki kahramanlarının düşüncelerinin belki herkesin aklından geçen ama hiç dile getirilemeyen şeyler olması benim için çarpıcı bir deneyim oldu. Kitap sayesinde Yalçın Tosun'u da öğrenmiş oldum, diğer kitaplarına da bakmayı mutlaka düşünüyorum.

Ayrıca bu kitabı keşfedince kitap fuarı gezmenin bu özelliğini çok sevdiğimi hatırladım; hiç bilmediğiniz bir kitabı, hiç bakmadığınız kategorileri keşfetme şansınız oluyor. Bir de yanınızda kitaplar üzerine konuşup aylak aylak gezebileceğiniz bir arkadaşınız varsa tadından yenmez bence.

• Uygulama: Storytel

Şimdi bir kitap dinleme uygulamasından bahsedeceğim. Belki siz de instagram reklamlarından denk gelmişsinizdir. 14 gün boyunca deneme sürümünü kullanabileceğiniz Storytel, uçsuz bucaksız denilemese de geniş bir kütüphaneye sahip, size kitaplar okuyan bir uygulama. Bir yolculuğa çıkarken indirip denedim ve hoşuma gitti doğrusu. Yolda kitap okuyamıyorum sarsıntıdan midem bulanıyor. Bazen şehir içi otobüs dolmuşlarda ayakta gitmek zorunda kalıyoruz, bazen uzun yürüyüşlerde müzik dinlemekten sıkılıyoruz. Hah işte tam o anlar için mükemmel bir uygulama. 

Arayüzünü göstermek için çektiğim ekran videosunda Zülfü Livaneli'nin bir kitabını dinlediğimi görebilirsiniz. Pek çok kez ismini duydum ama çok da bana hitap etmeyebileceğini düşündüğüm için elim pek gitmiyordu fırsat bu fırsat deyip dinlemeye başladım. 7 saatten fazlasını da dinlemiş bulunuyorum. Ayrıca isterseniz hızlandırıp yavaşlatabiliyorsunuz da. Kitap benim için iyi ki okumuşum/dinlemişim diyebileceğim bir kitap değil şimdilik ama pişman da değilim. 

Ayrıca İngilizce de kitap dinleyebiliyorsunuz hatta sanırım e-kitap olarak da erişebildiğiniz kitaplar var. 14 günlük deneme sürümünden sonra ayda 29,99 TL oluyor. Aslında çok uygun değil ama kitap okuyacak zamanım yok fakat ayda 4 kitap dinleyebilirim derseniz kitap parasından daha uyguna denk geliyor. Ayrıca görme engelli bireyler için de güzel bir deneyim olabilir. 

• Kahve: Ethiopia

Bir ara hevesle alıp kenara attığım french pressimi zaman zaman tekrar çıkarıyorum ve bu zamanlar genelde kafeinsiz hayata tutunamadığım staj dönemlerim oluyor. Geçen staj dönemimde ne aldığımı hatırlamıyorum sanırım Guetemala idi, bu kez girdiğim Starbucks'ta ilgimi çeken Ethiopia'yı deneyeyim dedim. İlgimi çeken kısmı tam olarak üzerinde yazan "dark cocoa" yazısı oluyor. French press için kahvemi çektirdim, bir bedava içecek kazandım ve Starbucks'ı terk ettim (cümleyi nasıl bitireceğini bilememiş). Zaten çekirdek kahve kokusunun hastasıyım, paketi açıp açıp koklamaktan bayatlatacağım kahveyi. Tek başında bitirmek biraz zor olabilir zaman geçtikçe tazeliğini kaybediyor çünkü. 

Ben normalde black (siyah?) yani düz kahve seviyorum ama en son cold brew 48 saatlik uykusuzluğa yol açınca biraz süt de kullanmaya başladım. İyi ki de yapmışım çünkü bu kahvenin sütle uyumuna bayıldım. O hafif kakao aroması mı sütle buluşuyor artık bilmiyorum ama Nescafe reklamlarında kahve bardağına "Hımmmmsssss" diye hallenen kadınlar gibi oldum. Kahveyi koklayıp içip keyfini çıkararak bir yudum kahveyle farkındalık egzersizi yapıyorum kahveyi iliklerime kadar hissetmek için. Bence bir deneyin. Ya da bana "Şule bir kahve yap da içelim" diye mesaj atın. 

 Her şeyden biraz, hiçbir şeyden tam olan bir yazının daha sonuna geldik. Bir sonraki yazıda buluşuncaya dek esen kalın (dırı dırı dırıdıd dıııd, dırı dırı dırırıd dııııd dııd dııd dııd)