Arada Bir Buluşalım Benimle Biz Yine

Gece uyumadan önce telefon oynarken bir anda ani bir tiyatroya gitme isteği başladı ve yolunu bildiğim bir tiyatroya uygun olduğumu bildiğim bir saatte oynanacak bir oyun için bilet aldım. 1 kişilik aldım evet.

Lisede kendi kendime sinemaya falan gittiğim olmuştu. Ama o zaman bu bir tercih değil zorunluluktu. Gidecek arkadaş bulamadığımdan tek başıma gidiyordum.

Şimdi ise bilerek ve isteyerek, bir planımı iptal edip gelen teklifleri (tamam sadece bir teklif gelmişti...) reddederek kendimle randevuya çıktım. Sabah kalktım, güzel bir kahvaltı yaptım. Ufak tefek işlerimi hallettim. Güzelce hazırlandım. Öyle baştan savma buluşma olmaz çünkü. Fotoğraf makinemi de yanıma alıp yola çıktım. Her yere erken gitmezse ölecek hastalığından muzdarip olduğumu bilenleriniz vardır. Geç kalmaktansa erken gitmeyi yeğlerim her zaman. Nasıl olsa erken gittim diye normalde iki araçla gittiğim yere ilk araçtan sonra yürüyerek devam etme kararı aldım. Bu arada Baby Driver olduğum için kulaklığımda her zaman müzik olur tabi. Erken gittiğim için tiyatronun kapısında oyalandım. Kapı açıldıktan 3 dakika sonra girmeme rağmen herkes yerine oturmuş olduğu için en ortadaki koltuğa "cık cık" ve oflamalar eşliğinde gidip güzel bir oyun seyrettim.

Oyunun konusu çok sıradandı. Oyunun adı İhanet'ti bu arada. Aşağıda afişi bulunuyor.
Dediğim gibi konu gayet sıradandı ama oyun esnasında dekorun üst kısmında bir platformda duran orkestranın "radyo taklidi yaparak" seslendirdiği Müzeyyen Senar şarkıları beni benden aldı. Çok hakim olmasam da küçükken pazar sabahında yaptığımız kahvaltılara eşlik eden Türk Sanat Müziği eserlerine özel bir yakınlık hissediyorum. O yüzden çok hoşuma gitti tiyatro.

2 saat 20 dakikanın ve yanımdaki çiftin oyun boyunca birbirlerine doyamayan tavırları sonunda oyun sona erdi ve ben Kızılay'a kadar yürümeye karar verdim. Fotoğraf çeke çeke, beğendiğim mağazalara uğrayarak annemin tabiriyle avare avare yürüdüm Kızılay'a kadar. En sevdiğim restoran zincirinin Kızılay şubesine giderek güzel bir yemek yedim. Sessiz bir şekilde tek başıma yemek yemeyi pek sevmiyorum. Tek başıma yemek yemeyle bir problemim yok ama sessiz sessiz yapmak hoşuma gitmiyor. Operatörümün bana verdiği 10 gblık internete dayanarak izlediğim diziden bir bölüm açıp keyifli keyifli yedim yemeğimi. Sonra da dolmuş durağına kadar yine fotoğraflar çekerek yürüdüm. Akşam da yurda varınca kendime güzel bir kahve demleyip günü sonlandırdım.

Bu günün bana ne kadar iyi geldiğini fark etmem, yoğun insan ilişkisine maruz kaldığım günlerde ne kadar yorulduğumu da doğrulamış oldu. Arkadaşlarımla vakit geçirmeyi gerçekten çok seviyorum ama yalnız kalmanın da çok güzel bir yanı var bence. İleride çoluk çocuğa karışsam bile kendime en kötü ihtimalle ayda bir iki gün ayırmak isterim ve bunu kesinlikle herkese tavsiye ederim. Dört x Dört'ün de dediği gibi arada bir buluşalım seninle biz yine canım kendim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim