3 Dizi Hakkında Mülahazat

Merhabalar,

Okul devam ederken tatil olsa da blog yazsam diye bekliyordum. Nitekim yazıyorum da bakın, tatilimin bitmesine 2 gün kaldı ve yazıyorum. Nedense aklımdan geçen hiçbir şeyi yakıştıramıyorum bloga. Utanmasam takım elbise giyip öyle yazacağım öyle bir resmiyet hissediyorum. Bu düşüncemi kırmak için bu sayfayı açtım ve size çok sevdiğim dizilerden bahsetmek istedim. Dizi önerisi gibi olmayacak çünkü zaten herkesin halihazırda bildiği dizilerdir muhtemelen bahsedeceklerim. Olsundu, bir kişi bile farklı bir şey öğrense kârdı.


  • Black Mirror

Bu dizi de özellikle son günlerde epey popüler oldu çünkü yeni sezon çıktı. Dün. Ben bugün bitirdim.(6 bölüm çünkü...). Yanılmıyorsam ben izlemeye başladığımda sadece 2 sezonu vardı. Ve o zaman Netflix'te değildi. İzlediğim hiçbir şey benzemeyen bir dizi bu. Dizi de denemez aslında çünkü bütün konu ve karakterler birbirinde bağımsız. Imdb'de yer alan tanım şöyle diyor: An anthology series exploring a twisted, high-tech world where humanity's greatest innovations and darkest instincts collide.

İlk iki sezon en güzelleriydi kesinlikle. Ama 3. sezon da izlediğim hiçbir şeye benzemiyordu. 4'ü pek beğenemedim dostlarım ne bileyim beklentim mi çok yüksekti acaba? 4. sezon normal bir dizi gibi olmuş. Tamam fikirler yine ilginç ama her bölümde işlenen fikrin dışındaki olay örgüsü çok sarmadı beni. İzlediyseniz ne dediğimi anlamışsınızdır diye düşünüyorum. Normalde Black Mirror bölümleri rahatsız edici bir sonla biter ve sizi düşüncelere gark eder. Bu sefer olay örgüsünde bir sürü boşluk bırakıp sonunu da bizi hiç düşündürtmeyecek kadar bağlayıp bitirmişler. Diziyi övmek için başladım ama yeriyorum beklenmedik bir kişiliğim var gerçekten. Daha bugün bitirdim diye bir anlatma coşkusu oluştu içimde. Channel 4'dan Netflix'e geçince bir şeyler oldu ama ne oldu anlamadım. Sanırım diziyi bitireceklerdi, keşke bitirselermiş işte böyle devam etmesinden iyiydi ama ne bileyim.

Özellikle ilk iki sezonu ve 1 özel bölümü (ismi White Bear'dı, bu da 2. sezonda görünüyor galiba) kesinlikle izleyin derim. Pişman olacağınızı sanmıyorum.

Bonus: Netflix Türkiye, Black Mirror'ın yeni sezonunun reklamı için ekşi sözlük üyelerine "iamwaldo" kullanıcı adıyla bir mesaj göndermiş: "Yaptıklarını biliyoruz. Bizim neler yapacağımızı da izle ve gör." Tabi başta bunun viral reklam çabası olduğu bilinmediğinden ekşi sözlük üyeleri telaşlanmış, gerçek ortaya çıkınca da üyeliklerini iptal edenler, savcılığa şikayet edenler... Netflix Türkiye'den ise henüz açıklama gelmemiş. Olayın detayları için tık.

Not: İzlediğim hiçbir şeye benzemiyor demiştim ama dizinin Twiligt Zone isimli 1959 yapımı bir diziden ilham aldığı söyleniyor. Epey de ünlü bir dizi. Bunu da izleyip yorumlayacağım inşallah, takipte kalınız.


  • Parks and Recreation 


Kendi türünde en sevdiğim dizi. Öyle olmasa buraya yazmazdım zaten. Her an yeniden başlayabilirim gerçekten özlüyorum bu diziyi. Mockumentary/Mokümanter tarzında bir dizi bu. Vikipedi bu kavramı şöyle açıklıyor: "Konuyu belgesel tarzında anlatan komedi filmleri için kullanılan terim. Hiciv veya parodi maksadı ile yapılırlar. Genellikle gerçek olmayan bir hikâye, belgeler ile birlikte gerçekmiş gibi anlatılır." Basitçe, Pawnee adlı kasabanın park ve rekreasyonla alakalı bölümde geçen dizide kişiler sürekli hayatlarıyla ilgili kameralara röportaj veriyorlar.

The Office ile sıkça karşılaştırılan bir dizi. Sanıyorum ki önce hangisini izlerseniz onu daha çok beğeniyorsunuz. O yüzden ben Parks&Rec'ciyim. İzleyeli epey oldu, belki o yüzden kafamda devleştirdim bilmiyorum ama arada rastgele bölüm açıp izliyorum mutluluk puanım birkaç kat artıyor. İzlemeleri için önerdiğim arkadaşlarımdan da çok olumlu dönütler aldım. Hatta günlük hayatta sık sık esprisini yapıyoruz. Bir gün sizinle konuşurken kamera varmış gibi yapıp dönüp gülümsersem korkmayın yani, Parks and Recreation'dan kalma bir alışkanlık.

İlk bölümleri biraz saçma gelebilir belki ama ilk sezon 6 bölüm zaten. Alışınca çok seveceğinize eminim.

Beni birazcık tanıyorsanız bu listenin başında yer alacak diziyi biliyorsunuzdur. Ben de biliyorum ama dizi hakkında aşırı konuştuğum için onu en sona koymaya karar verdim. Öyle ki, tabu oynarken bu dizinin ismi çıktığında "Şule ne sever?" diye anlatılıp şıp diye bilinmişliği var. Karşı takıma puan kazandırmış olsam da böyle tanınmak gururumu okşamadı değil. İşte karşınızda... (Lütfen kulaklıklarınızı takıp şu müziği açın.) (O çok sardıysa şöyle bir şey daha var.)


  • Sherlock
Bu diziyi çok geç bulup çok erken kaybettim. Geç buldum çünkü 20 dakikadan uzun dizi izleyebileceğime inanmıyordum. Bazen 20 dakikalık dizileri bile 3 part halinde izliyordum o zamanlar. 40 dakika bile epey ekstrem geliyordu. Birçok arkadaşımdan duymuş olsam da başlamak için epey geç kaldım yani. Hazırlığı erken geçip 5 aylık bir tatil şansı kazanınca hayatımın ilk ve son en uzun tatilini bu şekilde değerlendireyim diyip başlamıştım. Bölümleri neredeyse hiç durdurmadan izlediğim 1,5 saatlik bir dizi! Yani bölümleri 1,5 saat. Aman Allah'ım mükemmeldi. Keşke o ilk izleyişimin tadını alabilsem ama tüm seriyi 3 kere bitirdim hâlâ da doyamıyorum.

Tamam çok az bölümü var ama bu beni hiç rahatsız etmiyor. Her bölüm neredeyse film kalitesinde. Olacak o kadar. Bitmesi de beni o kadar üzmez, eski bölümlere bakıp avunurum. Uzayıp eski tadını kaçıracağına böyle olsun. En son sezon, bütün sezonlar içinde en az favori olanımdı zaten. SPOILER Moriarty de ölünce biraz tadım kaçtı açıkçası. SPOILERIN SONU

Bu diziyi bitirince birkaç dedektiflik dizisine daha baktım. Mentalist, Elementary, True Detective bunlardandı. Hiçbiri o tadı vermedi. Hele True Detective'in ilk bölümünü bitiremedim, öyle yavaş diziler benim içimi sıkıyor. Elementary ve Mentalist'te birkaç sezon ilerledim ama Sherlock'un dinamik akışı hiçbirinde yok.

Bir de Sherlock ile ilgili en çok sevdiğim şey her detayı açıklaması. Bazı dizilerde ana karakter "Her şeyi çözdüm!" diye gelip hiçbir şey açıklamıyor ya; çıldırıyorum. Sherlock öyle mi? Hıphızlı da olsa bütün gördüklerini görüyoruz biz de.

Bütün bu muhteşem olay örgüsünün yanında çok da estetik bir dizi. Hem dekor, hem kameranın çekiş şekli (bunu bu işin içinde olan biri okuyorsa ağlıyordur muhtemelen ama ne yapayım başka türlü anlatacak kadar bilgim yok) beni çok tatmin ediyor. Örnekleri sıralamaya başlarsam duramam, en iyisi siz açıp benim yerime izleyin.

Dizinin kötü karakterine (Moriarty) de yoğun bir tutkuyla bağlı olduğum için dizi benim nezdimde bir efsanedir.
Diziyi zaten biliyor ve hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsanız twitter'da bir flood yapmıştım bununla ilgili, sizi şuraya yönlendireyim.

İki tane de komik fanart (art?!) videom var: Bu 1, bu da 2.

Bonus: İsterseniz quizup'ta kapışabiliriz, Türkiye 2.ciliğim var. 😎



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim