Bir Film Bir Kitap

Bu yazımda sizlere son zamanlarda izlediğim bir filmden ve okuduğum bir kitaptan bahsetmek istiyorum.

Bir Film: Perfetti Sconosciuti


2016 İtalyan yapımı olan bu film bir akşam yemeğinde bir araya gelen arkadaşların telefonlarına gelen tüm mesajları ve aramaları sesli bir şekilde birbirlerine söylemelerini gerektiren bir oyunu konu alıyor. Şimdi size dürüst olacağım, alışkın olmadığım için İngilizce dışındaki bir film/dizi izlemek bana çok garip hissettiriyor. Almanca bir film izlemeye çalışmıştım, kötü bir deneyimdi. Alışkanlık meselesi tabi bu. Ama İtalyanca o kadar garip hissettirmedi, aksine hoşuma gitti diyebilirim (Yazar burada ikinci yabancı dil olarak Rusça seçtiğini hatırlayıp ağlıyor). Neyse, ne diyorduk? Konu bana ilgi çekici geldi, daha önce böyle bir filme rastlamamıştım. Filmin konusundan bu arkadaşların birbirlerine söylemedikleri şeyler olduğunu çıkarmışsınızdır. Bu beklenen bir şey, hatta bazı sırlar da hiç şaşırtmadı. Ama yine de ağzımın açık kaldığı birden fazla sahne oldu. Elbette başlarına gelen olaylar mübalağa edilmiş ama bu mübalağa çok da göze batmıyor, filmin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Zaten 1 saat 37 dakika. Güzel kafa dağıtma etkinliği olabilir, tavsiyemdir.

Bir Kitap: Çember


Aslında bu kitabın görüntüsünü bir fincan kahve ile kombinleyerek oluşturmam gerekiyordu ama kitabı 6 günlük tatilimde okuyup bitirdiğim için Antalya'da bıraktım. Size layık bir blogger olamadığım için özür diliyorum. Kitabı anlatmaya üşendiğim için konuyu tanıtım yazısından kopyaladım(üşengeç&dürüst):
Mae Holland, dünyanın en güçlü internet şirketi olan The Circle'da (Çember) işe alınır. Bu Mae için öyle mucizevi bir andır ki Mae, hayatının fırsatını yakaladığını düşünmektedir. 

Düşlerindeki işi bulduğunu düşünen Mae; kendisini, arkadaşlarını ve yakınlarını hatta insanlığın geleceğini etkileyecek bir gerçekle karşılaşacaktır. Bir kadının hırsı ve idealizmiyle başlayan roman, birden kendini endişe dolu bir atmosfere bırakacaktır ve okuyucunun zihninde hafıza, geçmiş, gizlilik, ahlak, demokrasi ve insan bilgisinin sınırları hakkında birtakım soruların belirmesine neden olacaktır.

Bu kitap aslında bir distopyadan bahsediyor. Hem de çok da uzak olmadığımız bir distopyadan. Teknolojinin hayatımıza iyice işlediği bir distopya bu. Bu yönüyle Black Mirror dizisine bölüm olacak bir konusu var. Kitabın akıcı olduğunu söyleyebilirim ama başlangıçta uzun uzun betimlemeler canımı çok sıktı. Okuyucu olarak yazarın bazı şeyleri de benim hayal gücüme bırakmasını istiyorum. Yani yine kafamda canlanacak kadar anlat tabi de biraz da bana bırak be adam. Bazı detayları da anlamsız bulduğum oldu.

SPOILER GİBİ BİR ŞEY 
Mae'nin gizemli arkadaşı hikayede önemli bir öge olabilir evet ama ilişkilerinin o kadar detaylı anlatılmasına ne gerek vardı? Yani ne bileyim bana ne nasıl öpüştüklerinden? Orada biraz "sex sells" mantığı vardı ve hoşuma gitmedi.
SPOILER BİTTİ

Bunlar dışında kitabın düşündürücü olmasını beğendim. Ölmeden önce mutlaka okuyun demem ama hızlı okunacak, çok az da ufuk açacak bir kitap olabilir. Hızlı okunacak bir kitap arıyorsanız, vakit geçirmek için güzel bir alternatif.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim