Bitiremediğim Diziler'i bitiriyorum!*

*Hehe kelime şakalı clickbait!

Bu kadar rahat olan bir dönemde bu kadar yoğunmuş gibi davranmayı nasıl başarıyorum ben de bilmiyorum ama bu yazıyı yazmaya anca vakit bulabildim. Kendimi yoğun hissetmeye başlamadan hemen yazmaya başlıyorum.


  • Mentalist: Bu diziye birinin dolaylı tavsiyesi üzerine başladım. Yani direkt olarak bana veya benim içinde bulunduğum kitleye tavsiye etmedi ama beğendiğini gördüm, beğenileri ilgimi çektiği için başladım. Yani çok aman aman bir dizi olduğunu düşünmüyorum. Çok farklı bir konusu yok, klasik polisiye/dedektiflik konuları. Sherlock'tan sonra düştüğüm büyük boşluktan beni katiyen çıkaramadı. Merak konusu yaptığı kırmızı ile ilgili bir karakter var, sezonları çok uzun ve o kırmızı karakteri son sezonda açıklayacaklarını düşündüğüm için sıkılıp bıraktım. Televizyonda denk gelsem izlerim ama televizyonda denk geleceğimi sanmıyorum. 

  • Mr. Robot: Bu dizi başlangıcıyla epey ses getirmişti. Çok farklıydı, hekır dizisiydi, hekırlara bayılırdık ve hemen izlemeliydik. Bu diziyi izlemek insana gösterge değeri katıyordu anlamsız bir şekilde. Merak edip bir şekilde başladım. Ben çok farklı konulardan dizi izlemeyi seviyorum, farklı alanlardan bilgi sahibi olabildiğim için. Bu dizide hekır alemi hakkında bir şey öğrenemedik. Çocuk kendi tıkı tıkı bir şeyler yapıp hekledi her şeyi. Tabi dizi illa hekırlığı anlatmayacaktı ama ana karakteri daha derin anlayabilmek, hekırlık adına bilgi öğrenebilmek adına isterdim bir şeyler öğrenmeyi. Neyse onu da geçtim, dizi 8. bölümden sonra boyut değiştirip Mr. Robot meğerse tuzlukmuş, babası da balıkmış gibi bir düzeye geldi. Hah dedik çocuğun ruhsal dünyasını göreceğiz, o da olmadı. 1. sezon bir şekilde bitse de 2. sezonda olmadı olduramadık ve bıraktık.

  • Sense8: İlk çıktığı zamanlar merakla izlediğim bir diziydi, birbirine mental olarak bağlı 8 farklı ana karakteri olduğundan dolayı farklı tatlar barındırıyordu. Hâlâ da barındırıyordur tabi ama ikinci sezonu beklerken biz bu diziyle epey uzaklaştık. Şimdi ikinci sezon çıktı galiba, bir türlü izlemek gelmedi içimden. Zaten Netflix bitireceğini söyledi. Belki bitince izlerim bilemiyorum.

  • Narcos: Yine farklı konulardan diziler izlemeyi seven yanım, neden uyuşturucu baronları hakkında bilgi edinmiyoruz ki diye sorup bu diziye başlattı beni. Yeni başladığı sıralar izlemeye başladım. İlk bölümler konu ilginç geldi ama dizi genel olarak çok dinamik değildi. Onlar da haklı bir yerde Pablo Escobar öyle yaşamışsa senaristler napsın ama ne bileyim. Bir yerden sonra kanun bekçileriyle Pablo Escobar'ın yakalambaç oyunu tekrara girdi. Kötü adamlar kazanıyordu, benim kırılgan kalbim buna razı olmadı.

  • Orphan Black: Arkadaşlarımın üst düzey beğenileriyle başladığım bu dizinin konusu evet ilginç ama bence ana konudan çok sapıp oyalanıyorlar. Bana Sherlock dinamizmi lazım. Sherlock gelsin fıtı fıtı her şeyi çözüp gitsin isterim ama yok illa sezonlarca dizi çekecekler. Neyse Sherlock aşkımı bilahare konuşuruz. Birazdan Westworld'de de anlatacağım gibi bilim kurgu dizilerinin gerçek üstülüğü benim fazla ilgimi çekmiyor. Aslında çekiyor da sürekli "Bakın ne biçim dizi yaptık şeytanın aklına gelmez" vurgusuyla gerçek üstülüğü aşırı uzattıklarını düşünüyorum.

  • Chance: House'ı yeni bitirdiğim sıralar House hayranı hocamdan bu dizinin varlığını öğrendim. House'ın huysuz ve tatlı doktoru Hugh Laurie yeni bir diziyle ve yine bir doktor rolüyle karşımızdaydı. Dizinin çok farklı bir konuya, aman aman bir sürükleyiciliğe sahip olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Hugh Laurie için izlenir diye düşünmüştüm ama House'dan o kadar farklı bir karakteri canlandırıyor ki dizi boyunca hadi şimdi insanlarla dalga geçecek, hadi şimdi kırmızı topuyla oynamaya başlayacak diye bekleyince ve beklediğimi alamayınca canım epey sıkıldı. İzlemeye devam edebileceğimi düşünmüyorum. Onun yerine House'a yeniden başlarım daha iyi.

  • Westworld: İnternet alemine bomba gibi düştü. Bloggerlara, vloggerlara hep gün doğdu bu diziyle. Bir tane olumsuz yorum duymadım bu dizi hakkında. Dizinin konusu basitçe şöyle: Westworld diye bir tema parkımız var, buraya insanlar para verip gezmeye geliyor ve insanlara her yönüyle çok benzeyen robotlarımıza istediklerini yapabiliyorlar. Robotların hafızası her gün yenileniyor ve her gün aynı senaryoyu baştan oynuyorlar. Evet konu bence de ilginç. Ama ben bu konuda robotlardan ziyade orayı ziyaret eden insanların hayatlarını merak ettim. Ona da küçücük değiniliyor (ben 8. bölüme kadar izledim devamında neler oluyor bilmiyorum) ama bana o yetmedi. Evet kabul ediyorum robotların hayatı da çok ilginç ama o kadar yavaş işleniyor ki keşke diyorum şu youtube'daki x2 butonu bu dizide de olsa ya da Breaking Bad için dizinin hayranları bir film oluşturmuş ya bütün diziyi özetleyen, hah onun gibi bir şey yapsalar. Film olsa çok güzel olurmuş ama diziyi izlemek için hayatımın çok kısa olduğunu düşünüyorum. Bir de dizilerdeki merak unsurunu HİÇ ipucu vermeden bölümlerce saklamaları benim canımı sıkıyor. Senaristler kendi aralarında konuşup gülüyorlar gibi, komik bir şey varsa söyleyin biz de gülelim.


Evet, iki yazı boyunca Sherlock için söylediğim "Benzemez kimse sana, tavrına hayran olayım..." dizelerini okumuş oldunuz. Beğenmediği diziler için bu kadar dil dökmek de biraz şey...
Bir sonraki bitmeyen dizide görüşmek üzere, esen kalın.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim