içimizdeki dağınık dolaplar

 bugün sabaha kadar yazı yazmak istiyorum. yazı yazmanın beni ne kadar rahatlattığını unutmuşum. sanırım terapiye başlayınca gerek duymadım, belki zaman bulamadım, belki de eskisine göre daha sığ bi insan oldum. ya da -ki bu bence en yüksek ihtimal- düşüncelerimi göstermekten korktum. 

terapiden bahsetmek istiyorum biraz. 2 haftalık bi ara vermek durumunda kaldım, aksi gibi anlatacağım bi sürü şey birikti. bi şekilde kafamdakileri organize etmem gerekiyor. organize etmek demişken, terapi benim kafamda şöyle bi şeyler canlandırıyor:

herkesin iç dünyası karmakarışık bir dolap. evet senin de. evet valla öyle, sen öyle hissetmesen de dağınık. kiminin az dağınık, kiminin çok dağınık. elimize ne geçtiyse içine fırlatıp kapaklarını kapatmışız dolapların. bazılarımızın dolaplarının kapakları kapanmıyor dağınıklıktan. ben terapiye giderek dolabın kapaklarını açtım, içindekileri odaya yaydım. tek tek organize edip geri koymak istiyorum çünkü. ama bu öyle kısa bi sürede olmuyor. şu an da odam çok dağınık. terapiye gittiğimi söylemekten, düşüncelerimi organize edemediğimi dillendirmekten, kendimi beğenmediğimi söylemekten falan hiç çekinmiyorum. çoğu zaman bundan çok pişman oluyorum ama. kimileri bu dağınıklığı kınıyor çünkü. odaları çok düzgün diye sanıyorlar ki dolapların içi çok tertipli. açmıyorlar bile o kapağı. dolaba dönüp bakmıyorlar bile. 

terapiye gitmeyen her insan böyledir demiyorum tabi ki. kimileri öyle. terapiye gidenler de öyle olabilir. bi grubu hedef almıyorum asla. dağınıklığı toplamaya çabalayan biri olarak dağınıklıktan utanmamam gerektiğini düşündüğüm anlarda "sen zaten biraz şeysin" tokadı yiyorum. "sen bence çok düşünüyorsun" hım öyle mi, senin beni yetersiz hissettirmen hiç sorun değil yani. benim bunu kabul etmemem sorun. tutamayacağın sözleri vermen sorun değil, benim bunları hatırlatmam ve sevilmediğimi hissetmem sorun. 

evet, ben kafamda kuruyorum. konuyu böyle kapatalım. hislerin, düşüncelerin, kırılganlıkların hakkında cesurca konuşabildiğini hissettiğin anda beni ara, ben konuşmaya hep hazırım. ve seni yargılamayacağıma söz veriyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim