5 Kitap Hakkında Bazı Mülahazatlar Şamil Midir? Göreceğiz...

Merhaba Sayın Blogseverler,

Ne zamandır görüşemiyoruz yahu. Nerelerdesiniz? Ben siz yokken 5 tane kitap bitirdim, şimdi onları anlatacağım. 3,5 ayda 5 kitap iyi bir skor değil ama bunu göremediğimiz günler de olmuştu, o yüzden #şükür diyoruz. 

Instagram'dan beni takip edenleriniz varsa (tribe bak sanki burayı sadece akrabalarım okumuyormuş gibi sldfjd) 27 Mayıs tarihinde bana ulaşan Kitap Koala siparişimi hatırlayacaktır. Bu siteyi tercih etme nedenim, elde edilen kârın sokak hayvanları için kullanılıyor olması. Diğer sitelerle arasındaki fiyat farkının (en azından benim fark ettiğim kadarıyla) çok olmadığını ve aradığım bütün kitapları bulduğumu söyleyebilirim. Bunun yanında sipariş bilgilendirme mailleri de çok tatlıydı. Alışverişimden oldukça memnun kaldım yani. 

(Fotoğraflar biraz aceleye geldi, güzel fonlar bulamadım kusuruma bakmayın. Fotoğraf görmek isteyen instagram'a gelsin ayrıca Allah Allah...)


Aldığım kitaplar yukarıda gördüğünüz gibi. Aralarında çok bağlantı olmayan 5 kitap aldım. Bu kitapların 3 tanesini Caner Özyurtlu'nun videosunda görmüştüm (Bilinmeyen Sular, Divanımdaki Erkekler ve Ukde). Böyle kitap yorumlama videoları izlemeyi ve blogları okumayı seviyorum çünkü normal şartlar altında denk gelmeyeceğim kitaplar hakkında bilgi sahibi olmamı sağlıyor. Sanki kitap fuarı geziyormuş gibi bir his. Kuşlar Yasına Gider kitabını lisansta kendisinden ders alma fırsatı yakalayıp çok sevdiğim Yağmur hocanın instagram takipçilerine yaptığı kitap yorumlamasından görüp aldım. Sağcılığın ve Solculuğun Psikolojisi kitabını ise yazarlarından biri olan Sinan Alper'in tweetlerinden görüp merak ettiğim için edindim.
  • Bilinmeyen Sular - Mevsim Yenice
"Bu öyküler hayata açılma endişesi içinde dolananları, kendi içindeki tutsaklığı sorgulayanları, günümüze has sahipsizlik, korunaksızlık duygusuyla yüzleşmeye çalışanları, düğüm olan ilişkileri, geçmişe takılıp sadece seyirci olarak yaşamayı seçenleri anlatıyor. Hem de dupduru bir dil, yeri geldiğinde hayli nüktedan bir anlatım, alabildiğine samimi bir yaklaşımla." (Arka kapaktan)

Pandemi sürecinde dikkatimi toplamakta zorluk çektiğim için ince bir kitaptan başlamak istedim okumaya. O yüzden bu kitabı seçtim (94 sayfa). Ve harika bir sürprizle karşılaştım. Kitap imzalı gelmiş! Yazarla bu kitap sayesinde tanışıyor olsam da bu tatlı sürpriz çok hoşuma gitti. Öncelikle bu kitap 10 öyküden oluşan bir öykü kitabı (10 öyküden oluşan bir şiir kitabı olacak hali yoktu tabii...). Küçük öykülerden oluşan kitapların okuması çok kolay ve akıcı oluyor bana göre. Ben de bu akıcılığa kapılıp çok kısa bir sürede bitirdim kitabı. Ama bir hata etmişim, siz bu hataya düşmeyin diye uyarayım: Öykü kitaplarını bu kadar hızlı okuyunca öyküleri sindirmek zor oluyor. Yani bir öyküden diğerine ara vermeden geçtiğim için öyküler üzerine düşünme fırsatım olmadı ve ben bunu kitabı bitirince fark ettim. Öyküleri seviyorum çünkü insanların hayatlarına misafir olma fırsatı buluyormuş gibi hissediyorum. Sanki bir 10 daireli bir apartmana girip bütün dairelere tek tek misafir olmuşum gibi bir his. Ama ben hızlı hızlı girdim çıktım evlere. Yine de bu ziyaretler hoşuma gitti, aklımdan çıkmayan ziyaretler oldu. Öykü kitabı okumayı sevenlere tavsiye edebilirim. 

  • Divanımdaki Erkekler - Dr. Brandy Engler & David Rensin

Bu kitabın arka kapağı çok uzundu, buraya geçirmeye üşendim biraz. Basitçe, kitap bir cinsel terapistin terapi hikayelerini ve kendi ilişkisinden örnekleri içeriyor. Kendi ilişkisini niye anlatmış anlamadım doğrusu. Kendi ilişkisinin özeti zaten "Sevgilim bana aşırı aşıktı" şeklinde. Yani tam olarak öyle değil ama kitabı bitireli 3 ay kadar oldu, aklımda kalan kısım bu olmuş. Neyse tabi hanımefendinin kendi tercihi... 

Dr. Brandy, cinsel terapist olduğunda kadın hastalarının daha çok olacağını düşünürken pek çok erkek hastayla karşılaşınca epey şaşırmış ve terapi öykülerini kitaplaştırmaya karar vermiş. Kitapta cinsel sorunların genelde psikolojik, duygusal sebepler taşıdığını görüyoruz. Bu kitapta hoşuma giden şey, bazı hastaların, sorunları sonuçlanmadan önce terapiyi bırakmasıydı. Bunu niye sevdin, insanlar çözümsüz kalmış diyebilirsiniz. Demeyin, çünkü bu işler böyle oluyor genelde. Ben kitabın gerçekçiliğini sevdim. Yanlış hatırlamıyorsam lisansta terapilerin 3'te 1'inin ilk seanstan sonra hastanın bırakması nedeniyle sonlandığını öğrenmiştik. Burada da yazar "Nasıl iyileştirdim ama herkesi of harikayım" demek yerine gerçek terapi deneyimini biraz da olsa yansıtabilmiş bunu sevdim. Kitapta erkeklerin cinselliğe ve kadınlara (genellikle heteroseksüel kişiler vardı diye hatırlıyorum) bakış açısına da değiniliyor. Tabi ki bu dahil bütün genellemeler yanlış olsa da toplumsal cinsiyet rollerinin getirdiği belli başlı düşünceler kendini belli ediyor. 

Genel olarak psikolojiyle ilgilenen kişilerin (yani herkesin) keyif alacağını, farklı açılardan bakma fırsatı bulacağını düşündüğüm bir kitap. Ama bütün sorunlara takır takır çözümler bulunduğu hikayeler beklemeyin zira terapiler böyle ilerlemez.

  • Kuşlar Yasına Gider - Hasan Ali Toptaş

"Pırıl pırıl ışıyan Türkçesiyle Hasan Ali Toptaş, Kuşlar Yasına Gider'de romancılığa yeni bir boyut katıyor: anlatmıyor, söylemiyor: nefeslendiriyor. 

Kadirşinas otlarının mırıltısını, of dememenin ilmini, eldeyken kıymetini bilmenin erdemini, ömürden giden günlerin sabrını okudukça zihnimiz, gönlümüz havalanıyor.

'Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır' sözü yankılanıyor kulaklarımızda." (Arka kapaktan)

Kitabın kapağındaki fotoğrafın Nuri Bilge Ceylan'a ait olduğunu biliyor muydunuz?

Hasan Ali Toptaş'ın adını ve romanlarının beğenildiğini defaatle duymuş olmama rağmen bir türlü kesişmemişti yollarımız (kitabını almamışsın işte adamın, neyin romantizmi bu...). En son yazının başında bahsettiğim gibi bir hocamdan övgüyle duyunca alınacaklar listeme eklemiştim. Kitabı okurken gerçekten orada gibi, o arabanın arka koltuğunda gibi, o merdivenden geçerken eğiliyormuş gibi hissettim. Yazarın dil kullanımına ve anlattığı kültüre hakimiyetine diyeceğim yok gerçekten. Bu akıcı anlatıma rağmen kitabı bir çırpıda bitiremedim ama bu benimle ilgili bir sorun. Kitabın ana karakterinin babası bana dedemi çok fazla hatırlattığı için okurken duygusal olarak bir miktar zorlandım. Hasan Ali Toptaş'ın başka kitaplarını da alacağımdan eminim. Size de tavsiye ederim.

  • Ukde - Mehtap Güngör

Bu yazının bu kadar gecikmesinin bir nedeni varsa o, bu kitaptır. Kitabı 10 sayfa kadar okuduktan sonra bir arkadaşıma tam olarak şöyle söyledim "Ben bu kitaba gıcık oldum, nasıl bitecek bu kitap?". Bir kitaba nasıl gıcık olunur bilmiyorum ama oldum işte. Önce kitaptan bahsedeyim. Klinik Psikolog Mehtap Güngör, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma) yöntemi ile gerçekleştirdiği 3 terapiyi hikayeleştirmiş bu kitapta. Elbette bir terapi seansının kitapta yer alması için edebileştirilmesi gerekiyor ama bence bu kitapta bu edebileştirme yanlış bir yola sapmış ve terapiyi "mucize" gibi göstermiş. Karakterler zaten o kadar kolay farkına varabiliyorlar ki sorunlarının, terapi sadece sosyoekonomik düzeye sahip insanlara özelmiş gibi bir his uyanıyor. Tabi belki sizde uyanmaz. Bu kitabı kimden duysam çok sevdiğini ve çok etkilendiğini söylemişti, bu kişilere karşı yanlış anlaşılmak istemem. Onların da neyi sevdiğini anlayabiliyorum. Kitapta kendinize dair bir şeyler bulup bunun nedenleri hakkında düşünme imkanı bulabilirsiniz, EMDR terapisine dair fikir edinebilirsiniz. Bunlar güzel şeyler. Yine de benim bakış açımdan bu kitap biraz EMDR reklamı gibi duruyor. Ben herkese uygun bir terapi şekli olmadığını düşünüyorum açıkçası. Tabi bu benim şahsi fikrim, profesyoneller daha iyi yorumlar yapacaktır.

Yine de bu kitabı sevebilirsiniz. Terapi öyküleri seviyorsanız okumayı deneyin, dediğim gibi seveni çok. Böyle öyküler okurken hikayelerin edebileştirildiğini, her terapi seansının bu kadar kusursuz ilerlemeyeceğini aklınızda bulundurmanızı tavsiye ederim.

  • Sağcılığın ve Solculuğun Psikolojisi - Sinan Alper, Onurcan Yılmaz
Ve nihayet bugün bitirip bu yazıyı yazmaya başlamamı sağlayan Sağcılığın ve Solculuğun Psikolojisi. Kitap basit ve herkesin anlayacağı bir şekilde siyaset psikolojisi çalışmalarını özetliyor. Bir çırpıda okuyabileceğiniz 109 sayfalık bir kitap. Günlük hayatta şahit olduğumuz pek çok siyasi eylemin nedenlerini daha net bir perspektifte görmek isterseniz mutlaka okuyun derim. Eğer psikoloji öğrencisiyseniz ve siyaset psikolojisi gibi bir ders aldıysanız öğreneceğiniz yeni bir şey olmayabilir ama güzel bir özet olabilir. Kitapla ilgili şu uyarıyı yapmak isterim: genelde bilimsel makalelerin kesin kanıt gibi görüldüğünü biliyoruz, fakat bu işler öyle olmuyor. Kitapta da defalarca belirtilmiş olmasına rağmen bir de ben hatırlatayım, bahsedilen araştırmalarla ilgili karşıt argümanlara sahip araştırmalar da bulunuyor. Yani kitabı okuduktan sonra "Al işte sağcıların hepsi böyle, solcuların ciğerini öğrendim" gibi düşünmemenizi tavsiye ederim. Zira insan parçalarından daha büyük bir bütün. Kitabın sonunda da özellikle belirtildiği gibi farklı siyasi görüşlere sahip grupların pek çok farkı olduğu gibi benzerlikleri de çok fazla. Bunu aklınızda bulundurarak okursanız daha büyük fayda sağlayacağınıza inanıyor ve bu yazıyı burada sonlandırıyorum.


Bir başka yazıda görüşünceye dek, esen kalın!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim