Hangi Psikoloğa Gitmeliyim?

(Not: Bu yazıyı biraz psikoloji lisans mezunu olmama biraz da kişisel deneyimime dayanarak yazıyorum. Yüksek lisansımı klinik psikoloji alanında yapmadığım için derin şeylerden bahsetmedim. Yazıda bahsettiğim şey sizi mükemmel bir klinik psikoloğa götürmeyebilir ama bu yolda ilk doğru adımları atmanıza yardımcı olabilir. Keyifli okumalar.)

Ruh sağlığı alanında hizmet veren pek çok meslek çalışanı var; psikologlar, psikiyatrlar, psikolojik danışmanlar, sosyal hizmet uzmanları... Bu alanlardan hangisine başvurmanız gerektiği aslında biraz da sorununuzla alakalı. Biri, diğerinden daha iyi ya da daha kötü değil fakat çalışma alanları farklı. Ama bu fark net sınırlarla çizilmiş değil dolayısıyla ben kendi deneyimimden ve anlayışımdan yola çıkarak yazacağım bu blog yazısını. Diğer meslek çalışanlarının iş tanımları hakkında çok net bir bilgim yok. Ben psikolojik destek almak istiyor olsam önce sorunumu netleştirmeye çalışırdım. Çünkü psikolojik rahatsızlıklar biyolojik temelli de olabilir ve terapi almanın yanında ilaç tedavisine devam etmek de gerekebilir. Psikologların ilaç yazma yetkileri olmadığı için böyle bir durumda bir psikiyatra danışmak iyi olabilir. Psikiyatrlar terapi de verebiliyorlar fakat ben bir klinik psikologla beraber çalıştıkları durumlara da rastladım. Dediğim gibi psikiyatrların yetkinliklerine hakim değilim. Sorununuzu tek başına netleştirmek durumunda değilsiniz, eğer danıştığınız ruh sağlığı uzmanı yetkin ve yeterli biriyse zaten sizin sorununuza göre yönlendirme yapacaktır.

Psikolojik danışmanların bu sektörün neresinde olduğu çok tartışmalı bir konu, onunla ilgili bir yazı hazırlamıştım, şu bağlantıdan ulaşıp kendi fikirlerinize göre yorumlayabilirsiniz durumu.

Alandan olmayan kişiler her psikoloğun psikoterapist olduğunu düşünebiliyor. Bu yaygın bir yanlış. İşin doğrusu şöyle; lisans eğitimini psikoloji bölümünde tamamlamış kişilere "psikolog" unvanı verilir. Bir psikolog, tamamladığı yüksek lisans alanı doğrultusunda uzmanlık unvanı kazanır. Örneğin klinik psikolojide yüksek lisans yapmış biri "Uzman Klinik Psikolog" unvanına sahip olacaktır. Bunlar dışında sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji, trafik psikolojisi gibi pek çok alt alanı var psikolojinin.

Ben başlıkta "Hangi psikoloğa gitmeliyim" sorusunu kullandım çünkü yaygın olarak sorulan soru bu. Soruya vereceğim ilk cevap bir klinik psikoloğa gitmeniz yönünde olacak.

Tabi "ben klinik psikoloğa gitmek istiyorum" kararını verince de hemen aradığımız kişiyi bulamayabiliriz. Bir klinik psikologa danışmaya karar vermeden önce şunların cevabını arayın:

1. Kişinin eğitim aldığı alanlar nelerdir?
Lisans eğitimini psikoloji alanından almış biri, yüksek lisansını klinik psikoloji üzerine yaptıysa kendisine klinik psikolog diyoruz demiştik. Eğer lisans psikoloji değilse, kişinin hem yüksek lisans hem de doktora eğitimlerini klinik psikoloji üzerine yapmış olmasını bekliyoruz.

2. Kişinin eğitim aldığı kurumlar nelerdir?
Türkiye'deki üniversiteleri karşılaştırıp konuyu başka bir noktaya çekmeyeceğim, bu sizin kişisel tercihinize göre değişebilir. Sadece şuna değinmek istiyorum: klinik psikoloji dikkat çeken bir alan. Hal böyle olunca ticari anlamda da verimli bir alan olarak görülüyor ve klinik psikoloji eğitimi veren vakıf üniversitelerinin sayısında artış görülüyor. İsmini dahi ilk kez duyduğum üniversitelerde klinik psikoloji yüksek lisansı programları duyuyorum. Üniversite ismi vermek istemiyorum, sadece şuna dikkat etmenizi öneririm: üniversitede öğretim görevlisi başına düşen yüksek lisans öğrencisinin sayısı nedir? Bu sayı 10'dan fazlaysa durumlar tuhaflaşıyor bence. Tabi bunu araştırmak biraz zor olabilir, benim önerim ismini güzel duyduğunuz üniversitelerden eğitim almış psikologlara yönelmeniz.
Benim altını çizmek istediğim asıl nokta yabancı üniversiteler. Klinik psikolojide eğitimini almadığınız kültürde çalışmak zor olabilir. İmkansız demiyorum kesinlikle, yanlış da demiyorum. Ama zor. Bunu da bir kenara bırakıp asıl noktaya geleceğim. Denkliği olmayan uzaktan eğitimler. Eğer araştırdığınız terapistin eğitim listesinde yabancı bir üniversite görüyorsanız denkliği olup olmadığına, uzaktan eğitim verip vermediğine kesinlikle dikkat etmelisiniz. Uzaktan eğitimle klinik psikoloji eğitim OL-MAZ. Klinik psikoloji eğitiminin önemli bir kısmını süpervizyonun eşlik ettiği klinik görüşme dersleri oluşturuyor. Uzaktan eğitimle bunun yürümesi gerçekten çok zor.

Bu sorular aşırı önemli çünkü psikolojide "kervan yolda düzülür" gibi bir durum söz konusu olamaz. Yani illa ki zaman geçtikçe kişiler işlerinde daha iyi olacaklardır fakat psikoloji eğitimi almamasına rağmen 10 yıldır terapi veren (var böyle tipler) kişilerden de medet ummak mantıklı değil, bu kişilere para kazandırmak hiç mantıklı değil. Zira bu kişilerin etik anlayışları da sorgulanabilir düzeyde oluyor. Bir terapide olmazsa olmaz şeylerden biri güven ilişkisi. Bunu bir psikolog olarak değil, bir danışan olarak söylüyorum. Kendinizi rahat hissetmediğiniz bir terapi odasında gelişim göstermeniz zor olacaktır. Bunu sağlayabilmek için karşınızdaki kişinin size, etik çerçevede terapi vadetmesi çok önemli.

Lisans eğitimim sırasında çok araştırmadan, internet yorumlarına güvenip bir psikoloğa gitmiştim, hayatımda harcadığım en kötü para olabilir ki ben para verip Duman konserine gitmiş biriyim... Hanımefendinin psikoloji lisans diploması vardı fakat yüksek lisans yapmamıştı. Ben odaya girer girmez benden önce odada olan danışanlarının sorunlarından bahsetmeye başladı, sonrasında ben bir şey anlattığında "Benim oğlum da öyle" diyerek odağı başka noktalara çekmeye çalıştı, okuduğum okuldan danışanları olduğunu söyleyip tanıyıp tanımadığımı sordu isim vererek... Böyle bir durumda "Benim bilgilerim de başkalarına iletilecek demek ki" diye düşünmemek elde değil.

4 senelik lisans eğitimimde sayısını hatırlamadığım kadar klinik psikoloji seçmeli dersi almış birisi olarak söyleyebilirim ki lisans eğitimiyle terapi verilemez. Lisans eğitimi teorik temel öğretir, araştırma yöntemleri öğretir, akademiye alıştırır vs. Bu eğitimle terapi vermenin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Uluslararası meslek yönetmeliklerinde de bu genelde böyle, klinik psikoloji yüksek lisansı olmadan terapi verilemiyor. Türkiye'de meslek yasası olmadığı için böyle şeylerin peşine düşülmüyor ve erken kalkan "psikolog" tabelası alıp terapi merkezi kuruyor.

Bu sürecin iyileştirici olması için gitmeden önce iyice araştırmanızı öneririm. Eğitimini rahatça açıklayabilen kişileri tercih edin. Sahte psikologlarla ilgili Elif Okan Gezmiş'in bir flood'u vardı, onu da buraya iliştireyim.

Özet geçecek olursam, ruh sağlığı şakaya gelmez. Ben sizin yerinizde olsam psikoloji üzerine lisans eğitimi almış, yüksek lisansını psikoloji üzerine yapmış ve bunu adı bilinen iyi üniversitelerde yapmış birini tercih ederdim. Önemli bir diğer nokta terapistin teorik yönelimi olabilir fakat bu biraz uzun bir konu. Zaten yetkin bir psikoloğa danıştığınızda o size gerekli yönlendirmeyi ve psikoeğitimi verecektir.

İnternetten klinik psikolog araştırmak zor olabiliyor. Yüzlerce olumlu yorum almış kişilerin psikoloji diplomasının bile olmadığı durumlara rastladım. Yani bahsettiğim yetkinlikte birinin ismini bulmak bile zor olabiliyor internette. Bunun için de psikoloji alanında çalışan, güvendiğiniz birilerinden öneriler isteyebilirsiniz. Ben klinik psikoloji hocalarıma sorarak bir liste yapmıştım, dileyen olursa listeyi kendisine ulaştırabilirim. (suledemir@live.com)

Psikologlar günümüz kutlu olsun, meslek yasasıyla kutlayabileceğimiz günler dilerim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim