Black Mirror - Bandersnatch (Spoiler İçerir)
Yine herkesten önce bizde...
Diziyi izlemeyi bitirir bitirmez bloguma koştum, hizmette sınır yok. Hoş, dizinin bu bölümü biter mi emin değilim. Çünkü bildiğiniz gibi bu bölüm interaktif bir bölüm. Dizinin ilerleyişine siz karar veriyorsunuz. Ara ara iki seçenek çıkıyor ve onlardan birini seçerek bir paralel evrende devam ediyorsunuz. 312 dakikalık bölüm kaydı olan bu diziyi ben kendi yönlendirmelerimle ilkinde 1,5-2 saat kadar izledim. Bazı senaryolarda sonu görüyorsunuz, size geri de dönebileceğinizi gösteren bir seçenek sunuluyor. Dizinin süre çubuğu yok, sadece 10'ar saniye ileri ya da geri gidebiliyorsunuz. Bir de verdiğiniz karar, en son size geri dön seçeneğinde gösterilmezse, değiştirilemiyor. Ben merakımdan iki kere izledim, çok farklı şeyler gördüm ikincisinde. Dizi bambaşka bir senaryoya gidiyor. Çok farklı sonlar gördüm. Yine de bitmiş gibi gelmedi
Bandersnatch bu yönüyle bir ilk değil. Diziyi farklı kılan, interaktifliğiyle sizi de içine çeken bir distopya olması. Adeta suç ortağı oluyorsunuz, o biraz gerilim yaratan bir olay gerçekten. Bu arada bölümün yönetmeni David Slade, geçen sezonla ilgili kiminle konuştuysam en sevmediği bölüm olduğunu öğrendiğim Metalhead'in de yönetmeniymiş. Dizide hit oyun olarak gösterilen Metl Hedd'i bir yerden anımsıyorsanız çok uzaklarda aramayın yani. Yine oyun ismi olarak gördüğümüz Nohzdyve de eski bölümlerden birinin adı olan Nosedive'e nazire. Bir rivayete göre sonlardan birinde çalan müzik sizi oyun firmasının sitesine yönlendiriyormuş. Tık. Bu sitede yukarıda bahsi geçen oyunların bilgilerine de ulaşabilirsiniz. İlginç detaylardan biri de Stefan'ın terapisti Dr. Haynes'in odasının yer aldığı binanın adı Saint Juniper's imiş. Bu da bize San Junipero bölümünü hatırlatıyor. Alternatif sonlardan birinde yer alan gazetede Hang the DJ bölümüne konu olan teknolojiden bahsediliyor, haberdeki yazılım şirketinin ismi de yine eski bölümlerden biriyle ilgili BRB yani Be Right Back. Thakur'un ofisine giden koridorda Pig in a Poke afişi var, bu da dizinin ilk bölümü olan National Anthem'e gönderme. Bunların hepsini ben keşfetmedim tabi, daha fazlasına da bakmak isterseniz tık.
Diziyi izlerken benim aklıma gelen, Bandersnatch'in Alice Harikalar Diyarında'nın devam kitabı olan Aynanın İçinden (bu da ayrı bir detay) kitabında yer alan bir şiirde geçen isim olmasıyla Stefan'ın çocukken oynadığı oyuncak tavşanın bir bağlantısı olup olmadığıydı. Bir de benzer senaryolardan ilerlersek göreceksiniz, bir yerlerde Little Albert'ı anımsatan olaylar oluyor. Hani şu Stefan'ın kasayı açıp bir deneyde olduğunu gösteren kayıtları gördüğü senaryo. Little Albert deneyini okumak için tık. Deneyde kullanılan asıl nesne beyaz bir fare olsa da tavşan da başlarda gösteriliyor Albert'a. Bilmiyorum bir ilgisi var mı, aklıma geldi sadece.
Dizi, sizi pek çok açıdan şaşırtacak. Buna eminim. Ben birkaç sefer daha izlemeyi düşünüyorum. Oyunun içinde yer almak beni rahatsız etse de bu rahatsızlık hissine Black Mirror'ın ilk bölümünden beri aşina olduğum için her senaryoyu deneyeceğim.
Dizinin kesin bir sonu yok ve gerçek hikayenin hangisi olduğunu anlamak da neredeyse imkansız. Zaten gerçek senaryoyu bulmaya çalışmaktansa özgür irade kavramı üzerine düşünmek daha olası geldi bana. Özgür irade üzerine pek çok perspektiften konuşulabilir, benim aklıma self-discrepancy theory geldi. Özgür iradeyi gerçekten olduğumuz, olmayı istediğimiz ve olmamız gerektiğini düşündüğümüz benlikler arasındaki ilişki içerisinde düşündüğümüzde, verdiğimiz kararlarda hangi benliğin etkisinin fazla olduğunu anlamak çok güçleşiyor. Stefan'ın verdiği kararları etkilerken ought-self'iymişim gibi hissettim.
Sonuç olarak Black Mirror, Netflix'e geçtiğinden beri tadından biraz bir şeyler kaybetse de var olan en ilginç dizi olmaya devam ediyor. Bu bölümle de adından sıkça söz ettirecek belli ki. Tek soru işareti korsan dizi izleme sitelerinin nasıl bir yol izleyeceği...
Diziyi izlemeyi bitirir bitirmez bloguma koştum, hizmette sınır yok. Hoş, dizinin bu bölümü biter mi emin değilim. Çünkü bildiğiniz gibi bu bölüm interaktif bir bölüm. Dizinin ilerleyişine siz karar veriyorsunuz. Ara ara iki seçenek çıkıyor ve onlardan birini seçerek bir paralel evrende devam ediyorsunuz. 312 dakikalık bölüm kaydı olan bu diziyi ben kendi yönlendirmelerimle ilkinde 1,5-2 saat kadar izledim. Bazı senaryolarda sonu görüyorsunuz, size geri de dönebileceğinizi gösteren bir seçenek sunuluyor. Dizinin süre çubuğu yok, sadece 10'ar saniye ileri ya da geri gidebiliyorsunuz. Bir de verdiğiniz karar, en son size geri dön seçeneğinde gösterilmezse, değiştirilemiyor. Ben merakımdan iki kere izledim, çok farklı şeyler gördüm ikincisinde. Dizi bambaşka bir senaryoya gidiyor. Çok farklı sonlar gördüm. Yine de bitmiş gibi gelmedi
Bandersnatch bu yönüyle bir ilk değil. Diziyi farklı kılan, interaktifliğiyle sizi de içine çeken bir distopya olması. Adeta suç ortağı oluyorsunuz, o biraz gerilim yaratan bir olay gerçekten. Bu arada bölümün yönetmeni David Slade, geçen sezonla ilgili kiminle konuştuysam en sevmediği bölüm olduğunu öğrendiğim Metalhead'in de yönetmeniymiş. Dizide hit oyun olarak gösterilen Metl Hedd'i bir yerden anımsıyorsanız çok uzaklarda aramayın yani. Yine oyun ismi olarak gördüğümüz Nohzdyve de eski bölümlerden birinin adı olan Nosedive'e nazire. Bir rivayete göre sonlardan birinde çalan müzik sizi oyun firmasının sitesine yönlendiriyormuş. Tık. Bu sitede yukarıda bahsi geçen oyunların bilgilerine de ulaşabilirsiniz. İlginç detaylardan biri de Stefan'ın terapisti Dr. Haynes'in odasının yer aldığı binanın adı Saint Juniper's imiş. Bu da bize San Junipero bölümünü hatırlatıyor. Alternatif sonlardan birinde yer alan gazetede Hang the DJ bölümüne konu olan teknolojiden bahsediliyor, haberdeki yazılım şirketinin ismi de yine eski bölümlerden biriyle ilgili BRB yani Be Right Back. Thakur'un ofisine giden koridorda Pig in a Poke afişi var, bu da dizinin ilk bölümü olan National Anthem'e gönderme. Bunların hepsini ben keşfetmedim tabi, daha fazlasına da bakmak isterseniz tık.
Diziyi izlerken benim aklıma gelen, Bandersnatch'in Alice Harikalar Diyarında'nın devam kitabı olan Aynanın İçinden (bu da ayrı bir detay) kitabında yer alan bir şiirde geçen isim olmasıyla Stefan'ın çocukken oynadığı oyuncak tavşanın bir bağlantısı olup olmadığıydı. Bir de benzer senaryolardan ilerlersek göreceksiniz, bir yerlerde Little Albert'ı anımsatan olaylar oluyor. Hani şu Stefan'ın kasayı açıp bir deneyde olduğunu gösteren kayıtları gördüğü senaryo. Little Albert deneyini okumak için tık. Deneyde kullanılan asıl nesne beyaz bir fare olsa da tavşan da başlarda gösteriliyor Albert'a. Bilmiyorum bir ilgisi var mı, aklıma geldi sadece.
Dizi, sizi pek çok açıdan şaşırtacak. Buna eminim. Ben birkaç sefer daha izlemeyi düşünüyorum. Oyunun içinde yer almak beni rahatsız etse de bu rahatsızlık hissine Black Mirror'ın ilk bölümünden beri aşina olduğum için her senaryoyu deneyeceğim.
Dizinin kesin bir sonu yok ve gerçek hikayenin hangisi olduğunu anlamak da neredeyse imkansız. Zaten gerçek senaryoyu bulmaya çalışmaktansa özgür irade kavramı üzerine düşünmek daha olası geldi bana. Özgür irade üzerine pek çok perspektiften konuşulabilir, benim aklıma self-discrepancy theory geldi. Özgür iradeyi gerçekten olduğumuz, olmayı istediğimiz ve olmamız gerektiğini düşündüğümüz benlikler arasındaki ilişki içerisinde düşündüğümüzde, verdiğimiz kararlarda hangi benliğin etkisinin fazla olduğunu anlamak çok güçleşiyor. Stefan'ın verdiği kararları etkilerken ought-self'iymişim gibi hissettim.
Sonuç olarak Black Mirror, Netflix'e geçtiğinden beri tadından biraz bir şeyler kaybetse de var olan en ilginç dizi olmaya devam ediyor. Bu bölümle de adından sıkça söz ettirecek belli ki. Tek soru işareti korsan dizi izleme sitelerinin nasıl bir yol izleyeceği...
Yorumlar
Yorum Gönder