Antika Titanik


Cüneyt Arkın film çevirir, Orhan Gencebay şarkı söyler, Murat Menteş roman yazar ve ben de Murat Menteş roman yazsa da okusam diye beklerim.

Merhaba sayın okur, bu kez böyle girmek istedim çünkü yeni bitirdiğim kitabın etkisinden çıkabilmiş değilim. Daha önce Murat Menteş okuduysanız neden bahsettiğimi az çok anlarsınız, okumadıysanız... Okuyun lütfen. Bundan 5 yıl önce Ruhi Mücerret çıkar çıkmaz okuyup yeni kitap beklemeye başlamıştım. O zaman henüz Antalya'da yaşıyordum, lisedeydim, sınava hazırlanıyordum. Sonra lise bitti, sınav bitti, Antalya'dan taşındım, üniversiteye geldim hatta mezun olmak üzereyim. Ara ara Murat Menteş yazıyor mu diye bakıp hiçbir kıpırtı göremedikçe kontrollerimin sıklığını azalttım. Sonra bir gün yeni kitap geldiğini duydum, o gün ölmek yasaktı.

Kitabı elime alıp okumaya başlayana kadar Murat Menteş okumayı ne kadar özlediğimi bilmiyordum. Şimdi Şule abartma, ne olabilir en fazla diyebilirsiniz ama ben Murat Menteş kitabı okuyarak sadece bir kitap okumuyor, bir dönemi hatırlıyordum sevgili okur. Bırakınız abartayım.

Bir süredir düşünce kitapları okuduğum için roman okumanın tadını özlemişim. Hele de böyle akılcı cümlelerle yazılmış, sürükleyici bir kitap okurken hissettikleriniz bir aksiyon filmi izlerken yaşadığınız heyecandan pek de farklı olmuyor.

Kitap kısa kısa bölümlerden oluşuyor.

360 sayfa, 95 bölüm.

Bu, benim özellikle çok sevdiğim bir şey oldu. Sanki her bölümün sonunda sahne kararıyor ve diğer bölüm başlayınca yeni bir sahneye geçiyormuşsunuz gibi. Sevdiğim bir diğer şey de eski kitaplara verilen referanslar. Sanki eski okuyucularına selam veriyormuş gibi. Aleyküm selam Menteş beyciğim. Mesela bir bölümün adı piyasadan toplattığı kitabıyla aynı isimde: Kaosa mütevazı bir katkı. O kitap da herkeste bulunmaz tabi... (Bu cümleden kitabın bende olduğu anlaşılıyor değil mi? Anlaşılmıyorsa anlaşılsın lütfen bu kitaptan bende var çünkü 😎)

Roman karakterleri yazarın diğer romanlarında da olduğu gibi nükteci ve hazırcevap. Okurken "Adam ne kadar uğraşmıştır bu kitabı yazmak için" gibi esnafvari düşüncelere kapılmamak elde değil.

Bir yandan içinde aşk da olan bu romandaki iltifatlar bile öyle muzip ki, üzerine düşünmeniz gerekiyor. Bu kadar nükteli olmasına rağmen kitabın dili beni çok boğmadı. Bilmiyorum, belki alışık olmasaydım fazla gelebilirdi. Olaylar biraz yoğun ilerlediği için bir çırpıda okumanız iyi olacaktır. Çünkü ben bir haftadan az bir sürede okumama rağmen sonlara doğru kim kimdi ya şeklinde bir kafa karışması yaşadım. Naçizane eleştirim, kitabın sonundaki Refik Riskle ilgili olayların biraz Türk dizisi kıvamında olduğu. Tamam olayları bağlamak için gerekliydi öyle bir şey ama olaylar bağlanmasa da benim için sorun değildi açıkçası.

Kitabı okurken altını çizmeye kıyamadığım için beğendiğim cümleleri not aldım. Yine de fotoğrafını çekmek için bir tanesini kurşun kalemle çizdim. Ben de bilirim fotoğrafta güzel çıksın diye renkli kalem kullanmayı ama içim gidiyor kitapta kalıcı hasar bırakırsam diye.


Beğendiğim diğer cümleleri yazının sonunda paylaşmayı düşünüyorum ama önce kitapta adı geçen şarkıların bulunduğu bir çalma listesi hazırlamıştım, onu paylaşayım sizinle. Spotify üzerinden hazırlamak istemiştim ama parçaların çoğuna Youtube ile ulaşabildiğim için böyle oldu. Listeye ulaşmak için tık. Bu yazıyı yayımladıktan 5 dakika sonra Murat Menteş'in profilinde gezerken böyle bir şeyi zaten hazırlamış olduklarını gördüm ama ben 2 gün önce bitirmiştim onlar 20 saat önce yayımlamışlar. :(


Kitabın son cümlesini okuduğumdan beri Murat Menteş'ten yeni kitap bekliyorum. Emel Sayın'ın da dediği gibi:

"Bitmese bitmese bu aşk oyunu
Gelmese gelmese bu kitabın sonu"


 Umarım çoluk çocuğa karışmadan gelir yeni kitap. Ya da çocuklarla beraber okuruz ne yapalım... Yazıyı beğendiğim diğer alıntılarla sonlandırırken hepinize iyi pazarlar diliyorum (tam bir blogger olmadım mı? 😛)


“İlk görüşte aşk, zamandan tasarruf sağlıyor, fakat birtakım sürprizlere de yol açabiliyor.” s.49

“... Klişeler dahiyanedir bayım. Tek kusurları, yenilik vasfını yitirmiş olmalarıdır.” s.126

“Nedir ki buse? Bir sırrın, ağza söylenmesi, kulak yerine. Edmond Rostand - Cyrano de Bergerac” s. 156

“Hiçbir şarkıda ikimizden bahsedilmediği aşikar.” s.158

“Sizi bilmem ama bendeniz, sürprizler karşısında langırt kalecisi kadar savunmasızım.” s.177

“Dert, ona katlanma kapasitesi yaratır.” s.215

“İnsanların zaten inandığı fakat henüz kimseden duymadığı, biri söylesin diye can attığı yalanlar vardır.” s.279

“Parmak iziniz gibi, yalnızca size ait acılar vardır. Bunları kafaya hiç takmazsanız büyük başarılar elde edebilirsiniz. Fakat şahsiyet kazanamazsınız.” s.280

“‘Hayat, derin bir yalnızlıktır’ diyor Ortega y Gasset. ‘Bu yüzden dile getirilemez bir kavuşma telaşı sürüp gider.’” s.282

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

2023'ü Paketliyorum

Kitap okuma aşkınızı alevlendirecek ve fotoğraf çekmenizi kolaylaştıracak 2 öneri

İstifa: Tercih değil yönelim