2024'ü paketliyorum
İşte yılın o anı geldi. Koca bir yılı daha bitirdik ve paketleyip kaldırmamız gerekiyor ama ben bu yazıyı yazmamak için direniyorum nedense. Üşenmekten daha derin bi şeyler var gibi ama çok eşelemeyeceğim. Kaygıyla mücadele tedbirleri kapsamında hayatımda ve içimde olan biten her şeyi o kadar da çok analiz etmemeye çalışıyorum zira.
ChatGPT ile dakikalardır güreşiyoruz, beni de kutuya sokmakta ısrar ediyor, inşallah bu, 2024 ile beraber benim de paket olacağım anlamına gelmiyordur |
2024'ün nasıl geçtiğini hiç anlamadım. Bu sene neler yapmışım diye dönüp baktığımda onca şeyin bu sene yaşanmış olması çok garip geldi. ONEDİO'ya girişim ve çıkışım örneğin. Son üç senedir her yıl paketlemesinde bir istifadan bahsediyorum farkında mısınız? İstifa bağımlılığı hasıl oldu bünyeme. İyisiyle kötüsüyle bu da bi deneyimdi diyelim.
İstifa edip köyüme döndükten sonra bir şey yapma isteği sardı bedenimi ve İngilizce konusundaki özgüvenimi artırmak için Malta'ya gitmeye karar verdim, detaylar şurada, burada ve orada. Çok da iyi yapmışım, dönünce IELTS için güzel bir çalışma programı oluşturup istediğim neredeyse her okula kabul alabilecek bir puan aldım. Tebrik ediyorum canım kendimi. Zira herhangi bir rotayı takip etmeden kendi kendine bir hedef koyup onun için düzenli çalışmak oldukça zorlayıcı bir iş. Birkaç bocalamanın ardından çok güzel okullardan kabul de aldım, darısı bursların başına. Hiçbir plana bel bağlamayıp gelen her şeyi kabul etmeye çalıştığım bir döneme giriş yaptığım için (yaşlandım yani kısaca), hiçbir olayı gözümde büyütmüyor, hiçbir hadiseye hayatımı bağlı hissetmiyorum. Her şerdeki hayıra odaklanıp hayırlısı diyerek hayatın bana neler getireceğini merakla bekliyorum. Yine de iyi dileklerinizi ve dualarınızı beklerim.
Kişisel anlamda yine çok değiştiğimi hissettiğim bir sene oldu. Yani sürekli değişiyoruz tabi ama ben belki bunu yoğun bir farkındalıkla yapmaya çalışıyorumdur ki her sene böyle bir paragraf sıkıştırıyorum yıl paketlemelerime. Çok da memnunum değişmekten, aynı kalmamaktan. Temel değerlerim zarar görmediği sürece değişmek ve gelişmek için elimden geleni yapacağımı da KAP'a bildiririm. Mesela kaygıyla savaş işinde fena gitmediğimi düşünüyorum. O ne işiydi diye soran olursa podcastime beklerim. Podcastte de fena gitmedim bence ya, tabi daha düzenli yapılabilirdi ama hayatım da hiç düzenli değil o yüzden bölümlerin düzenli ilerlemesini beklemek ütopik şu noktada. Zaten kendimi sıkıntıya sokmadan keyfekeder yapmak istiyorum bu işi, memnunum yani gidişattan. Kişisel demişken kendime yeni yıl hedefi koymak istedim. Burası benim günlüğüm olduğu için dürüst bi şekilde öz eleştirimi yapacağım. Belki herkes kadar yapıyorumdur ama yine de başkaları hakkında konuşmayı azaltmak istiyorum bu sene. Başıma gelen olayları hikayeleştirip anlatmayı sevsem de konu bir şekilde başka insanlara ve onların hayatlarına kayıyor ve bu durum ruhumu emiyor. Bu konuda elimden geleni yapmak için kendime söz veriyorum. Eğer bunu belli kişilerle daha çok yaptığımı fark edersem de sosyal olarak kendime bir sınırlama getirmem gerekebilir. Bu arada bu sene evde kendi kendime vakit geçirmeyi öyle sevdim ki... İlaç gibi geldi. Önceden birkaç gün evde oturduğumda fenalık gelirdi illa ki birileriyle görüşmek isterdim, şimdi (her ne kadar arkadaşlarımla görüşmekten de çok ayrı bir keyif alsam da) kendi kendime kalmak ruhumu dinlendiriyor gibi hissediyorum. Sanırım 28 yılın sonunda kendimle anlaşmayı öğrendim ve iyi arkadaş olduk.
Seyahat konusunda da eksik hissetmediğim bir sene oldu. Birkaç yıldır her sene daha önce gitmediğim bir yere seyahat ediyorum bu trendi sürdürebilirim umarım. Bu yazıyı da Hollanda'dan yazıyorum, yörüklük kökenlerime bolca temas ettiğim bir sene oldu bu. Yılın neredeyse 2,5 ayını yurt dışında geçirmiş oldum.
Film konusunda kendimi aştım, son zamanlarda çok izlemesem de senenin başında izlediğim filmler beni kurtardı ve bu yıl haftada birden fazla film izledim (toplam 58, şimdilik). Bu trendi de devam ettirmeyi isterim.
Perfect Days
Rocks in my pockets
A Different Man
Persepolis
Anora
ve tabii ki Inside Out 2 bu senenin aklımda kalan filmleriydi. İzlediğim diğer şeyleri merak edeniniz olursa Letterboxd profilim.
Birkaç güzel dizi de izledim, Nobody Wants This keyifli olanlardan biriydi, en son da The Man on the Inside'ı bitirdim keyifli ve biraz da dokunaklı bir konusu var, dizi arayışında olanlara tavsiye edebilirim. Disclaimer da vurucu bir diziydi, gizemli senaryoları takip etmeyi seviyorsanız kesinlikle şans vermeye değer.
Kitap konusunda çok kötüydüm, hicap duyuyorum, burayı hızlıca geçeceğim o yüzden, gelecek seneye pas atıyorum yine. Spor konusunda da berbattım açıkçası, işe başlayınca bir bıraktım, bırakış o bırakış. Oturuşum karidese döndü omurgam benden nefret ediyor... Onu halledelim bu sene.
Yemek yapma konusunda geçen seneyi aratmayan bir yıl oldu bence bu. Umarım bir gün yeterli kaynağım (vakit ve nakit) olur da güzel güzel kurslara katılabilirim yemekle ilgili.
Günler geçtikçe yaşlanıyor olsam da yıllar geçtikçe daha gerçekçi bir tokat olarak çarpıyor bu durum suratıma. Yaşlanmaktan hiç memnun değilim. Bu kadar doğal bi süreci bu kadar rahatsız edici buluyor olmaktan da ayrıca rahatsızım. Ne zaman tamamiyle barışabilirim bu durumla bilmiyorum ama yaş almanın bazı getirilerinden çok memnun olduğumu rahatlıkla kabul edebilirim. Örneğin küslükler için çok yaşlıyım, dramalar için çok yaşlıyım, alma verme dengesinin iyi kurulamadığı ilişkileri sürdürmek için çok yaşlıyım, içinde huzurlu hissetmediğim bağları sürdürmeye çalışmak için çok yaşlıyım. Bunları kabul ettikçe kafam daha zihnimde birkaç sekme kapanıyor gibi hissediyorum. Böyle böyle barışacağız yaşlanmakla.
Bir de fark ettim de birkaç senedir ilk kez "zor bir sene" çıkarımı yapmadım yıl paketlememde. Bence hayatım dramatik şekilde iyileştiği için değil bu, öyle bi şey olsa fark ederdim zira, ekstra kötü bi şey de olmadı tabi şükürler olsun ama (durun bu cümleyi bi noktalayayım, bitiremeyeceğim yoksa). Ama az önce de bahsettiğim gibi hayatı daha gerçekçi görmeye başladım. Düşüşler kalkışlar, inişler çıkışlar, iyi haberler kötü haberler... Bunlar hep olacak. Bir iki olumsuzluk yüzünden karalar bağlamamaya çalışacağım. Hayatımın hiçbir noktada mükemmele ulaşmayacağının farkındayım artık (yaşlandım yani). Elbette üzüldüğüm şeyler, yataktan çıkmak istemediğim günler oluyor ama çok mutlu olduğum şeyler ve enerji patlaması yaşadığım günler de oluyor. Kötü tarafa da iyi tarafa da fazla odaklanıp gerçek olmayan bir hayatı yaşamak istemiyorum artık.
Yeni seneden beklentim ise bana ve sevdiklerime sağlık, huzur ve yaşama hevesi.
Seneye (kim bilir belki de başka bir ülkede) görüşürüz.
bi hayat var, onu da böyle mi harciycaz söyle canım güzelim.
👏👏👏👏
YanıtlaSil