Malta'da ne yapıyordum? Vize işlemleri ve diğer tüm belalar
Uzun bir aranın ardından merhaba dostlar, umarım iyisinizdir. Burada olmadığım süre boyunca şurda burdaydım ama son 1 aydır da Malta'daydım. Bu deneyimi olabilecek en kapsamlı şekilde yazıp meraklısına güzel bir rehber haline getirmek için notlarımı aldım, taslağımı oluşturdum, hazırsanız başlayalım.
Yazının seyri şu şekilde olacak:
1. Nereden çıktı Malta fikri?
2. Neden Malta?
3. Vize işlemleri
3.1. Yaşadığım zorluklar ve dikkat edilmesi gerekenler
3.2. Havalimanında gördüğüm muamele
4. Malta nasıl bir yer?
4.1. Genel yaşantı
4.2. Ülke hakkında bilgiler
4.3. Yaşama maliyeti
5. Hangi dil okulundaydım?
5.1. Neden bu okulu seçtim?
5.2. Ücret
5.3. Aracı şirket konusu
5.4. Okulun imkanları, sınıf düzeni, öğretmenler ve derslerin işleniş şekli
5.5. Türk oranı
5.6. Konaklama seçenekleri
1. Nereden çıktı bu fikir?
Yolumuz uzun, konuşacak çok şey var, uzatmadan anlatmaya başlıyorum. Birkaç korkunç iş deneyiminden sonra ne yapmak istediğimi anlamaya çalıştığım bir süreçten geçtim. Bu süreç bana ne yapmak istediğimi tam olarak öğretmese de potansiyelimi kullanmak için biraz daha çalışmam gerektiğini, beni motive eden şeyin bu olduğunu hatırlattı. Geleceğimle alakalı bir yol haritası çizmeye çalışırken yoluma taş koyan özgüvensizliklerimi tek tek temizleyip daha düzgün bir yola çıkmayı mantıklı buldum. Küçüklüğümden beri dil öğrenmeye bir hevesim olduğu için İngilizcesi kötü olan bir öğrenci olmadım hiçbir zaman. Grammar konusunda genellikle iyiydim. Geçtiğimiz Eylül'de girdiğim IELTS'te dinleme ve okuma bölümlerinden neredeyse tam puan alarak bu konuda rüştümü ispatladım ama küçük bir sorunum vardı (Ki bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum, muhtemelen okuyucuların çoğu da aynı sorundan muzdarip); konuşmak. Altyazısız bir şekilde uzun uzun filmleri izleyip çok büyük oranda rahat rahat anlayabilecek kadar kelime bilgim olmasına rağmen konuşurken "Vatır zor neym" seviyesine düşmek artık canıma tak etti. Eylül'deki IELTS'e girmeden önce bir süre Cambly üyeliği almıştım ama o kadar az süre konuşmayla hiç ilerleme kat edilemeyeceğini düşünüyorum maalesef ki (Cambly bu fikrimi değiştirmek için bana sponsor olmak isterse mail adresimi profilimde bulabilir).
Bir anda beynimde bir pop-up reklamı açıldı ve herkesin denediği bu yurtdışı okullarını niye denemediğimi düşündüm. Aslında cevabı açık, her şeyi kendim halletmeliyim ailemi böyle ekonomik yüklerin altına sokmamalıyım diye düşündüm hep. Sonra ne oldu da anamın babamın rızkına göz diktim diye sorarsanız şimdiye kadar İngilizceyle ilgili elimden geleni yaptığıma inandım. Elimdeki imkanlarla kendimi olabilecek en iyi seviyeye getirdiğime göre belki de başka bir yöntem denemenin zamanı gelmişti. Biraz piyasa araştırması yaptıktan sonra düşündüğüm kadar yüksek bütçeler ayırmamız gerekmediğini anladım. Annem ve babam da sağ olsun tam destek gösterdiler ve işte bu yazıyı Malta'daki son günümde, 43 dakika sonra boşaltmam gereken odamın yatağından yazıyorum.
2. Neden Malta?
Dil okulları konusunda birkaç popüler ülke var:Amerika, Kanada, İngiltere, İrlanda, Malta. Bu listeyi okurken siz de fark etmişsinizdir bu ülkeler arasında en uygun duran Malta. Dil okullarının ücretleri çok değişiklik gösteriyor, belki her ülkede benzer ücretlerde okul bulabilirsiniz ama uçak bileti, konaklama, vize gibi faktörleri düşününce Malta en mantıklısı geldi bana. Vize işlemlerinin de çok kolay olduğu söyleniyordu (Koca bir yalan). Hem uzun dönemli bir Schengen alırsam başka ülkeleri de gezebilirim sanmştım... Ne kadar safmışım... Bir de Malta'ya başka ne için gidilir ki yani bir daha bu fırsatı bulamam diye düşündüm.
3. Vize işlemleri
Yazının bu kısmı benim için PTSD/TSSB tetikleyici olacak ama sizler için buna dayanmaya çalışacağım. Daha önce Almanya'dan ve İngiltere'den rahatça vize aldığım için vize konusunda hiç gerilmiyordum aslına bakarsanız. Zaten böyle durumlarda konuyla ilgili bütün içerikleri tüketip internetin dibini sıyırdığım için çoğu şeyi öğrenirim ve çok hazırlıklı gittiğim için bir sorunla karşılaşmam genelde. Youtube'u açıp Malta'da dil okuluna gidenlerin ya da aracı firmaların videolarını izlerseniz çoğunlukla "Vize almak çok kolay" cümlesini duyarsınız. Muhtemelen bu insanların o videoları çektiği dönemde çok kolaydı, o yüzden bir sürü insan dil okulu diye gidip Malta'ya yerleşti. Bu yüzden Malta artık anamızdan emdiğimiz sürü burnumuzdan getirme politikasıyla vize veriyor. Osmanlı döneminde suçluların sürgüne gönderildiği Malta'ya vize almak için başvuru merkezinde 5,5 saat uğraşıp 3 kez duygusal ve zihinsel çöküş yaşamam gerekti. Bu ülkeyi bu hale getirenler yaşattıklarını yaşasın ne diyebilirim ki...
Ne yaşadığımı merak ediyorsanız kollarımı sıvadım, parmaklarımı esnettim, anlatmaya başlıyorum.
Okuldan önce minik bir motivasyon gezisi olarak birkaç günlüğüne Hollanda'ya gitmenin iyi bir fikir olabileceğini düşünmüştüm. 28 yıllık hayatımda düşündüğüm en kötü fikirmiş nereden bilebilirdim ki. VFS'yi arayıp böyle bir şeyin mümkün olup olmadığını sordum, sorun olmayacağını, öğrenci vizesi olsa da Schengen olduğu için istediğim gibi kullanabileceğimi söylediler. Konuştuğum çağrı merkezi çalışanı şu kişiydi muhtemelen:
Bu geziyi dil okulunun bitimine ayarlamak istemedim çünkü iltica edeceğimi düşünsünler istemedim. Okula geleceğim kesin olduğu için Hollanda'daki pasaport polisleri de endişelenmez diye düşündüm. Ah ah... Neyse vize randevum geldi çattı. O dönem Antalya'da olduğum için bir günlüğüne Ankara'ya gittim bu görüşme için (Antalya'daki VFS'den randevu alınamıyordu). Şu an çalışmadığım için babamın benim için sponspor olması gerekti. Bunun için notere gidip onaylı bir evrak da aldık hatta. Babam da sağ olsun tonla belge topladı benim için. Maaş bordroları, SGK hizmet dökümler, banka hesap dökümleri... Her şeyi hazırlayıp VFS'ye gittim. İşimi yarım saatte hallederim sanıyordum hahahaha. Sıram geldi ve görevlinin yanına gittim. Görevli, belgelerime bakarken o kadar büyük tepkiler verdi ki bir anlığına belgelere "Avrupa Birliği'nin birlik ve bütünlüğüne kastım var" yazmış olma ihtimalim üzerine düşündüm. (Bu yazıyı okuyan bir AB görevlisi varsa sadecece küçük bir latifeydi hehe). Öyle bir şey yazmadım tabi ama görevli, her belgeye "Bu olmaz, bu çok sıkıntı, burda bir sorun var" dedi durdu. Yetmedi arkadaşına "Bir bakar mısın burada çok sorunlu bir başvuru var" dedi. Yani biri bana bunu dese polisi arardım herhalde. Ne olabilir bu kadar sorun olacak?
Öncelikle Hollanda'ya falan gidemezmişim biletimi direkt Malta'ya olacak şekilde almadığım sürece başvurumu kabul etmeyeceklerini söylediler. Çağrı merkezininin söylediklerini ilettiğimde "Onlara niye sordun onlar bir şey bilmez ki" dediler. Hımmmm tek işleri bir şey bilmek olduğu için inanmış olabilir miyim acaba, sadece soruyorum. Neyse bu iletişimsizlik bana 1 aylık okul ve konaklama masrafımın 5'te biri kadar daha masraf yaparak yeni bir uçak bileti aldırdı. Alacağın olsun Hades.
Bir diğer sorun vize başvuru belgesini siyah kalemle doldurmammış. Maviyle doldurmalıymışım. Allah biliyor ya gerçekten düşündüm bunu ama özellikle belirtilmediği için sorun olacağını düşünmedim. Hatta bilgisayardan mı elle mi doldurmam gerektiği bile yazmadığı için epey bir arada kalmıştım. Hissikablelvuku ile anlamamız gerekiyormuş böyle şeyleri.
Görevlinin "Burada sıkıntı çıkar" dediği bir başka şey de bordro, hizmet dökümü gibi belgelerin alındığı tarihlerdi. Bu bilgiyi teyit edemedim ama hatırladığım kadarıyla belgenin 1 hafta içerisinde alınmış olması gerekiyordu. Başvurduğum diğer ülkelerde 15 gündü bu süre. Benim belgelerim perşembe günü alınmıştı ve ben salı günü görüşmeye gitmiştim. Arada yalnızca 2 iş günü var, nasıl sorun olabilir? Sorun olmadı tabi ki, hanımefendi benim canımı sıkmaya and içmiş gibi garip şeyleri sorun etti anlamsız bir şekilde.
Bir diğer sorun da babamın SGK hizmet dökümü oldu. Babam garanti olsun diye hizmet dökümünü bağlı olduğu kurumdan aldı, e-Devlet'ten çıkarmak yerine. Hizmet dökümünün tamamı bulunsa da, ilk sayfada 1/15 yazmasına rağmen ben 11 sayfa götürdüğüm için bunu kabul edemeyiz dediler. Diğer sayfalar boştur ama o yüzden yok muhtemelen dediysem de ikna olmadılar. Orada hemen uygulamadan babamın e-Devlet hesabına girip VFS'nin kırtasiyesinden çıktı aldım ve yanlış hatırlamıyorsam 240 lira gibi bir şey tuttu. :))) Görevli de bana diyor ki "E sadece eksik olan 4 sayfayı çıkarsaydın". Yer mi bunu Anadolu çocuğu, o zaman da ilk 11 sayfa mühürlü, son 4 sayfa mühürsüz diye onu sorun edecektiniz. Nasıl bir oyunun içindeyim ya Rabbim.
Bir diğer sorun da eğer ekonomik kanıtlara tapu eklemek isterseniz WebTapu denen hizmetten almanız gerekiyormuş. Bu tabi ki formda açık bir şekilde yazmadığı için orijinal tapunun fotokopisini götürdüm. Çünkü WebTapu'ya girebilmek için PTT'ye gidip numaranızı onaylatmanız gerekiyor (NFC özelliği olan telefonlarla da yapıldığı iddia edilse de sürekil sorun çıkıyor. Asla yapılamıyor). Kabul etmediler tapuyu. Orijinal tapu da yanımdaydı, bunu alın bari dedim yok dediler illa WebTapu olacakmış...
Şimdi en büyük soruna geliyorum. En büyük değil de son dakika aldığım uçak biletine ödediğim servete büyük eşit bir sorun. İstenilen belgelerden biri de gideceğim okula ödememenin tamamını yaptığımı gösterir bir belge. Belgenin ne olacağı özellikle belirtilmemiş, yalnızca ödeme yaptığımı gösterir bir belge deniyor. Okul, vize işlemlerinde kullanmam için bir kabul mektubu göndermişti, orada ödemenin tamanının yapıldığı açık bir şekilde yazıyordu ve kaşeli bir belgeydi. Ben bu belgenin yanına, nolur nolmaz diye banka uygulamasından aldığımız dekontu da ekledim. Vize merkezinde kriz çıktı. Vize memuruna sövsem de ancak bu kadar gerilirdi herhalde. Bankadan ıslak imzalı dekont almam lazımmış. Bu çok küçük ve basit gibi görünse de aşırı büyük bir sorun çünkü ödeme babamın banka hesabından yapıldı. Babam Antalya'da, ben Ankara'dayım. Belgeyi postayla göndermesini önerdiler ama belge 1 gün içinde gelmezse bazı resmi belgeler 7 günden daha önce alınmış olacak. Salı gününde yaşanıyor bu olay, belge çarşamba bana ulaşmalı ki en geç perşembe tekrar randevuya gidebileyim yani. Tabi ki bu mümkün değil. Bankaya soruyorum babam sizi arasa bana veremez misiniz bu belgeyi diye, yok diyorlar. Kafayı çıldırdım arkadaşlar, oturdum ağladım bir süre sinirden. Sonra neyse ki babam çok zeki bir şekilde sorunu çözdü. Antalya'daki banka şubesine gidip bir dilekçeyle bu ıslak imzalı belgenin Ankara'daki şu şubeye gönderilmesini ve bu belgeyi kızımın almasını istiyorum dedi. Ben o şubeden alabildim belgeyi.
Randevum sabahtı, öğlene kadar bütün bu uçak bileti, ıslak imzalı belge, PTT'den alınan onay ve WebTapu işlemlerini hallettim. Öğleden sonra artık sorunsuz bir şekilde başvurumu yapmayı bekliyordum ama kul plan yaparken VFS çalışanları gülermiş. Bu sefer de babamın okula ödemeyi yaptığı EURO hesabının dökümünü ıslak imzalı istediler. DALGA:)MI:)GEÇİYORSUN:)CANIM:) Diyorum ki o hesabı sadece bu ödemeyi yapmak için açtık, içinde başka para yok zaten. Olmaz diyorlar illa ki o lazım. Kardeşim, sabah söyleseydiniz diğer belgeyle birlikte alırdım, sizin benim canıma kastınız mı var? VFS'den çıktım yolda sinir bozukluğundan ağlıyorum, iki tane teyze geldi neyin var dediler. Vize işlerimde sorun çıktı önemli bir şey yok teşekkür ederim dedim. Sen kendini üzme biz sana dua edeceğiz dediler. O teyzelerin duasıyla aldım bence ben bu vizeyi. Çok sağ olun tatlış insanlar. Neyse ben tekrar babamı aradım ve dedim ki "İstemiyorum ya bu kadar sorun çıkıyorsa belki de gitmemem gerekiyordur. Boş ver ben geri döneyim." Babam da olmaz ben tekrar gideyim bankaya halledelim şu işi dedi. Adam da işten çıkıp bankaya gidiyor sürekli bu saçma işler yüzünden. Ankara'da o kadar sıcak ki o gün, çöl gibi sıcakta bir bankaya bir VFS'ye gidiyorum ben de. Neyse efendim yine aynı dilekçeyle işi hallettik. Bankadakiler bile yine mi sorun çıktı diye üzüldüler benim adıma. Alacağın olsun VFS. Gerçi VFS'ye kızamıyorum, artık konsolosluklar ne kadar çok sorun çıkarıyorsa onlar da paranoyak olmuşlar. Ama ilk görüştüğüm görevli gerçekten sadece moralimi bozmaya çalışıyor gibiydi. İkincisi tatlıydı o hakkını helal etsin.
Vizem 2 hafta içinde çıktı. Malta Başkonsolosluğu burada son şakasını yapmak istemiş. Ben yalnızca 4 Mayıs-2 Haziran tarihleri için vize istemiştim, onlar bana 4 Mayıs-21 Haziran için vize vermişler. Şaşırdınız değil mi, şaşırmayın. Vizenin kullanım süresi yalnızca 34 gün. Yani 21 Haziran'a kadar kullanamıyorum zaten vizeyi. Bir de tek girişlik zaten vize... Neyse verdiler ya buna da şükür. Malta vizesine başvuran biri bana ulaşıp bir şeyler sormuştu, ona da aynı şeyi yapmışlar, 1 ay fazladan vize vermişler ama kullanım süresi yalnızca okulun süresi kadar. Vize alınca kontrol etmeyi unutmayın, cezalı duruma düşmeyin dostlar.
Sorunlar burada bitti sanıyorsanız bitmedi maalesef ki. Malta'ya ulaştığımda pasaport kontrolünden herkes tıkır tıkır geçerken benim rutin olarak dönüş biletim sorgulandı tabi. Üzerine okuldan aldığım kabul mektubunu görmek istediler. Kabul mektubu incelenirken epey bir süre bekledim. Sonra beni Immigration Office'e götürdüler bir de oradaki polis sorguladı. Kardeşim, bütün ciddiyetimle söylüyorum, iltica edecek olsam sizin ülkenüze mi iltica ederim? Benim memleketim Antalyam tek başına 10 tane Malta'yı cebinden çıkarır... Neyse Malta ile ilgili deneyim ve görüşlerimi ikinci yazıya bırakayım bence. Orhun Yazıtları'na döndürmeyelim bu yazıyı.
Bir sonraki yazıda Malta'yı çekiştireceğiz, okul hakkında detaylıca konuşacağız ve memnun kalıp kalmadığımı konuşacağız. Görüşmek üzere.
Yorumlar
Yorum Gönder