Malta'daki dil okullarının genel işleyişi ve benim seçimim
Tekrar selam dostlar,
İlk iki yazıdan sonra zorunlu bir ara vermek durumunda kaldım. Malta'nın güneşli havasından gerçek dünyaya dönüş biraz zorladı beni. Bilgilerim tazeyken sizi daha fazla bekletmek istemedim, okul seçme sürecimden bahsetmek üzere buradayım.
Şurada neden Malta'da olduğumu ve vize süreçlerimi, burada ise Malta'da yaşamı ve kısaca masrafları anlattığım yazıları bulabilirsiniz.
Okulumun bir sınıfı böyle deniz görüyordu :') |
Çok zorunda kalmadığım sürece hiçbir hizmet için aracı şirket kullanmam. Aracı şirketler çoğu zaman bizim yaptığımızdan daha fazlasını yapmıyorlar ve 1-2 günlük araştırma sonucunda edineceğimiz bilgi kadar şey biliyorlar. Bu yüzden aracı şirkete biraz daha para vermektense oraya gittiğimde kullanacağım bütçeyi artırmayı daha mantıklı buluyorum.
Araştırmamın ilk aşamasında bir sürü Youtube videosu izledim. Türkiye'den Malta'ya dil okuluna giden bir sürü kişi var zaten ama çoğu uzun dönem için gitmiş (3-6 aylık) ve bazıları da Malta'ya yerleşmek için gitmiş. Bana genel olarak epey fikir verseler de benimle aynı motivasyonu paylaşmadıkları için çok yol gösterici olmadı bu videolar.
Sonrasında en düz hareketi yapıp Google'a "Malta Language Schools" gibi bir şey yazdım ve denk gelen bütün siteleri gezdim. Bir de bütün dil okullarını karşılaştıran bir site vardı o da çok yardımcı oldu.
Elime bir defter alıp okulların Google'da ve az önce bahsettiğim sitede aldıkları puanları, uygun kursları, en yakın başlama tarhilerini, konaklamayı, ilgilendiğim kursların ücretlerini vs her şeyi yazdım.
Ben bu araştırmayı Mart ayında yapıyordum ve dikkatimi çeken ilk şey, yaz döneminde okul ücretlerindeki artış oldu. Bunu sanırım her okul yapıyor çünkü en yoğun dönem yaz dönemi. Ben de bu yüzden yaz girmeden gitmenin yollarını aramaya başladım. Mayıs ayının varlığını unuttuğum için çok kaygılı birkaç gün geçirdim ama bir arkadaşım sağ olsun Nisan'da gitmeme gerek olmadığını, Haziran'dan önce Mayıs diye bir ayın da olduğunu hatırlattı ve ben Mayıs ayında gitmek üzere kendimi ayarladım.
Önce EF ile görüştüm, en bilinen dil okulu olduğu için. EF'e dair beğenmediğim şey, internet sitelerindeki formu doldurduğunuzda illa telefon ederek konuşmak istemeleri. Birkaç kez telefonu açmazsanız Whatsapp'tan ve mail yoluyla mesaj atıyorlar. En başta maille ücret teklifi göndermemelerini çok itici buldum. En son pes edip telefonlarını açtım ve duyduğum fiyat moralimi çok bozdu. Kurs, konaklama, seyahat sağlık sigortası, kayıt ücreti, kurs materyalleri ve vize danışmanlığı için toplam 4.470 Euro istiyorlardı ve önerdikleri en yakın tarih 9 Eylül-4 Ekim aralığıydı. (Belki ben yaz dönemi istemediğim için bu tarihleri önermişlerdir hatırlamıyorum). Verdikleri fiyat bana inanılmaz uçuk geldi. Bu fiyatı buraya vermektense İngiltere'ye, İrlanda'ya gidebilirsiniz bence.
Bunun dışında GV Malta, Easy Sl, GSE, ESE, Inlingua Malta ve MaltaLingua okullarını listeledim. Bu okullarda ücret için listelenen şeyler genelde şöyle:
- Genel İngilizce ve IELTS kursları farklı. Bazı okullar örneğin IELTS için minimum 8 hafta şartı koşuyor. Genelde öğleden önce genel İngilizce, öğleden sonra IELTS (ya da belki siz iş İngilizcesi veya yoğun İngilizce seçebilirsiniz)
- Konaklama genelde üçe ayrılıyor: Otel, yurt, aile yanı. Otel en pahalısı. Yurtta 1,2 veya 3 kişilik oda seçebiliyorsunuz. Aile yanında da 1 veya 2 kişilik oda seçilebiliyor genelde. Konaklamanıza yemeke de ekleyebiliyorsunuz. MaltaLingua'da öğretmen yanında konaklama diye bir seçenek de vardı ama bana tuhaf ve rahatsız edici geldi.
- Havalimanı transferi hizmetini neredeyse her okul veriyor. Uber ya da Bolt ile gitseniz çok daha uyguna gelir ama ben hiç bilmediğim bir ülkede internetim yokken bununla uğraşmak istemediğim için transferi tercih ettim. Transfer ücreti gidiş dönüş 45 ile 70 Euro aralığında değişiyor. (Uber ya da Bolt ile 30-35 Euro olur muhtemelen).
- Materyal ve kayıt ücretini ekstra yansıtan okullar da var bir de.
- Eğitim
- Sınıflar: Öğleden önceki genel İngilizce sınıfım genelde 12 kişiydi. Genelde aynı seviyeden insanlar olduğu için konuşma konusundaki özgüvensizliğimi hızlıca attım. Her yaş grubundan (17'den 65'e) bir sürü sınıf arkadaşım oldu. Başka okullarda yaş gruplarına göre sınıflar varmış ama bence dezavantajı yok karma sınıfların. Öğleden sonraki IELTS sınıfımda da ilk 3 hafta benim dışımda yalnızca 1 kişi vardı, son hafta tek ben vardım. Özel ders gibi oldu yani. Bu, sezon dışında gelmenin faydalarındandır diye düşünüyorum.
- Öğretmenler: Anadili İngilizce olan öğretmenlerin yanında ikinci dili İngilizce olan öğretmenler de vardı. Ben iki grup öğretmenle de çalıştım. Anadili İngilizce olmayan öğretmenler de İngilizce öğrenmenin nasıl bir şey olduğunu anladıkları için faydalı oluyorlar bence.
- Materyaller: Öğretmenler her derse fotokopiyle geliyor, bunların üzerinde çalışıyorduk derslerde. İsteyenler ücreti mukabilinde kitap da alabiliyorlardı sonrasında çalışmak için.
- Ders içeriği: Az önce de bahsettiğim gibi genelde konuşma üzerinden ilerliyor dersler. Öğleden önceki derslerimde çoğunlukla 2-3 kişilik gruplar halinde öğretmenin seçtiği bir konu üzerine tartışıyorduk. Dersler gerçekten keyifliydi, bir gün bile ayaklarım geri geri gitmedi. IELTS dersinde ise IELTS hakkında çok yeni bir şeyler öğrendiğimi söyleyemeyeceğim. Öğretmenim dünya tatlısı biriydi ama dikkati çok kolay dağılıyordu, ben de aynı dertten muzdarip olduğum için derslerde IELTS dışında her şeyden (2. Dünya Savaşı, Kayseri'deki AVM'ler, İngiltere'de 70'lerde yayımlanan çizgi filmler, Eurovision...) konuştuk. Yine de pişman değilim. Yine olsa yine Ben'i seçerdim öğretmen olarak. IELTS'i her zaman konuşuruz, diğer konuları konuşacak insan bulmak hiç kolay değil sonuçta.
- Personelle İletişim
- Okul kayıt sürecinde mailime birkaç gün dönmedikleri için aramak zorunda kalmıştım ama belki spam'e düşmüştür mailim, bilemiyorum. Onun dışında hiçbir sorun yaşamadık iletişim anlamında. Her perşembe geribildirim günü oluyordu mesela, derste ilk 10 dakika online bir form doldurup okul hakkındaki görüşlerimizi yazıyorduk. Konaklamayla alakalı bir sorunum oldu, ertesi gün biri beni buldu ve bu konuda konuştuk. Son hafta ilk dersim B2 sınıfındaydı, tenefüste öğretmene gidip "Sizce benim üst sınıfa geçme şans..." derken cümlemi tamamlamadan "Bence de geçmelisin ben konuşucam" dedi ve 2. ders diğer sınıftaydım. Ayrıca öğretmenler çoğunlukla çok cana yakınlar gerçekten konuşası geliyor insanın.
- Konaklama
- Ortak alanlar: Benim bulunduğum daire tam kapasiteyken 7 kişi alıyordu. İlk haftalar 4 kişi olsak da son haftalar 7 kişiyi bulduk. Mutfak, banyo ve tuvaletler ortak. Haftada 1 gün temizlik görevlisi gelip tüm apartmanı temizleyip nevresimleri değiştiriyor. Mutfaktaki bulaşıkların sorumluluğu daire sakinlerinde tabi ki. Ben ilk gittiğimde çok iç açıcı bir manzara görmedim mutfakta. Gitmeden önce yemeğimi kendim yaparım diye düşünüyordum ama mutfak hakikaten çok pis kullanıldığı için kendime 1 adet kaşık ve 1 adet çatal alıp onları bir güzel yıkadıktan sonra odamda muhafaza ettim ve paketli gıdalarla beslendim hep. Mutfak aslında kullanışlı. Ocak, fırın, buzdolabı, mikrodalga fırın, kettle, çamaşır makinesi, tencereler, tabaklar bir sürü şey var ama işte benim çok içime sinmedi. Banyo o kadar kirli değildi neyse ki ama yine de hijyeni kendim tahsis etmem gerektiği zamanlar da oldu. Bunlar benim hijyen beklentim karşılanmadığı için memnun kalmadığım hususlar oldu. Siz benden daha rahatsanız veya diğer sakinlere "Ortak alanları insan gibi kullanalım" uyarısı yapacak gücü kendinizde bulursanız daha keyifli bir konaklama yaşayabilirsiniz.
- Oda arkadaşı: Asosyal olmayayım, İngilizce konuşmam gereksin diye 2 kişilik oda tuttum ama benim dışımdaki herkes Fransızca konuşabildiği için İngilizce konuşulmadı evde doğru dürüst... Hayır neden İngilizce öğrenmeye geldiniz o zaman... Oda arkadaşım benden 10 yaş küçük olduğu için ve ben tanımadığım insanlarla oda arkadaşı olacak yaşı çoktan geçtiğim için çok keyifli bir deneyim yaşadığımı söyleyemeyeceğim. 7/24 telefonda konuşan oda arkadaşları da benim bu dünyadaki imtihanım belli ki... Bir de bunca yıl Batılı insan bireysel olur, kişisel alana saygı gösterir diye öğretildi bize ama oda arkadaşım benim ıslak mendilimi benden izinsiz kullanıp kapağını koparıp açık bırakarak gitme konusunda hiçbir beis görmemiş. (Bu konuda oradaki diğer arkadaşlarımla konuştuğumda benden habersiz eşyalarımın kullanılmasına bile şok oldular, zarar verilerek bırakılmasına değinmiyorum bile. Buradaki arkadaşlarımdan ise benim biraz abartılı tepki gösterdiğime yönelik yorumlar aldım ama hiç katılmıyorum. Benim eşyalarımın benden izinsiz kullanılması yalnızca o eşyanın azaldığı anlamına gelmez. Ben bunu sorun edecek biri değilim zaten. Acil durum vardır kullanır, sonrasında bana haber verir hiiç sorun etmem iyi yapmışsın derim. Ama burada asıl konu, kendinden başka insanların mülkiyetine ve yaşam alanlarına saygı duymama konusu. 7/24 telefonda konuşmak da, ortak kullanılan mutfağı leş gibi bırakmak da aynı zihniyetin ürünü. Yetişkinliğe erişmemiş çocukları büyütmek benim görevim değildir, diğer canlıların yaşamlarına saygı duymayı öğrenecek kadar olgunlaşmamış kimseler beni kasıntı sanmasın diye tepki göstermekten geri duracak değilim. Teşekkürler.)
Yorumlar
Yorum Gönder