zihnimden taşanlar
bazı zamanlar düşüncelerim kafama baskı uyguluyormuş gibi hissediyorum. o kadar fazla şey geçiyor ki zihnimden, ne düşündüğümü ben bile anlamıyorum. daha önce de milyon kez söylediğim gibi, yazı yazmayı bu yüzden seviyordum. aklımdan geçenler iyi kötü bir düzene girebiliyor yazmak sayesinde. bu kadar sevdiğim bir şeyi yapmak beni neden bu kadar zorluyor bilmiyorum. artık eskisi kadar içimi açasım gelmiyor sanırım. belki de yüzleşmek istemiyorum, bilemiyorum.
aklıma bir şarkı takılıyor: bahçede çiçek solmuş, soğukmuş ve susuzmuş...
bu sabah uyandığımda düşünceler kafama öyle bir ağırlık yaptı ki yataktan çıkıp güne başlamak eziyete denk bir deneyime dönüştü. yataktan dışarı adımımı attığım ilk andan itibaren yatağa geri dönmenin hayalini kurmaya başladım. kendi kendime kalmak bile yetmiyor bazen, çok daha küçük bir alanda kendi kendime kalmak istiyorum. kutu kadar bir odada yaşadığımı göz önünde bulundurursak, yorganın altından kafamı çıkarmak istemeyişim durumun vehametini ortaya koyar sanırım. ışık bile görmeyeyim ki var olduğumu fark etmeyeyim istiyorum bazen. ölmek istemek gibi değil bu, tövbe. var olmuş olmak ağır geliyor böyle zamanlarda. hayatımda olup biten her şeyi, gelip giden herkesi, sürüp biten tüm ilişkileri düşünmekten öyle bunalıyorum ki var olmamış gibi davranmak tek çözüm geliyor. o kadar küçük ve karanlık bi yere saklıyorum ki kendimi, hiç kimsenin gözüne değecek kadar bile etkileşimim olmasın istiyorum. ama yataktan kalkıp kendimi içimden geldiği gibi ifade edemediğim bir dilde konuşmaya çalışmam ve bir sürü insanla etkileşim kurmam gerekiyor en nihayetinde.
aklıma bir şarkı daha takılıyor: beni sorarsanız bazen cennet yeri, bazen cehennemin dibi evim gibi...
ortada somut, yekpare kristal top gibi parlayan tek bir dert yok (çok şükür). ama böyle anlarda hayat şöyle hissettiriyor: günlük hayatta aktif olarak bütün enerjimi, kendimi karanlığa bırakmamak için harcıyorum ama bazı günler bu yükü kaldıramaz hale geliyorum. hiçbir şey yok gibi davranmak tam zamanlı bi mesai ve her işte olduğu gibi burada da sömürülüyoruz.
ve bir şarkı daha: anca kendine yenilir insan gelip insan giden...
Yorumlar
Yorum Gönder