içimizdeki dağınık dolaplar
bugün sabaha kadar yazı yazmak istiyorum. yazı yazmanın beni ne kadar rahatlattığını unutmuşum. sanırım terapiye başlayınca gerek duymadım, belki zaman bulamadım, belki de eskisine göre daha sığ bi insan oldum. ya da -ki bu bence en yüksek ihtimal- düşüncelerimi göstermekten korktum. terapiden bahsetmek istiyorum biraz. 2 haftalık bi ara vermek durumunda kaldım, aksi gibi anlatacağım bi sürü şey birikti. bi şekilde kafamdakileri organize etmem gerekiyor. organize etmek demişken, terapi benim kafamda şöyle bi şeyler canlandırıyor: herkesin iç dünyası karmakarışık bir dolap. evet senin de. evet valla öyle, sen öyle hissetmesen de dağınık. kiminin az dağınık, kiminin çok dağınık. elimize ne geçtiyse içine fırlatıp kapaklarını kapatmışız dolapların. bazılarımızın dolaplarının kapakları kapanmıyor dağınıklıktan. ben terapiye giderek dolabın kapaklarını açtım, içindekileri odaya yaydım. tek tek organize edip geri koymak istiyorum çünkü. ama bu öyle kısa bi sürede olmuyor. şu an da...